Beispiele für die Verwendung von "bakan" im Türkischen

<>
Bakan Zhang, sizinle tanışmak bir zevk. Министр Чжан, рад встрече с вами.
Bakan Lara ve yandaşları tarafından atılan yalan ve iftiralardan dolayı meclisteki görevimden istifa etmeye karar verdim. Из-за лживой, злобной клеветы министра Лара и его приспешников я принял решение выйти из Конгресса.
Evdeki en güzel odadır çimenliğin üzerinden denize bakan tek oda. Это самая красивая комната в доме с видом на море.
Bakan Durant, sizce First Lady'nin bir şansı var mı? Госсекретарь Дюрант, думаете, у первой леди есть шанс?
Bakan Kanin beni aramaya çalıştı. Секретарь Канин пытался позвонить мне.
Bakın, Bakan şu ana kadarki ilerlemenizden oldukça memnun. Послушайте, министр очень рад вашему прогрессу, да.
Savunma Bakan vekili bir Rus casusumu? Заместитель министра обороны - русский шпион?
Jen, Allah askina, bana "Bakan" deme lütfen! Джен, ради Бога, не называй меня "Министр"!
Üzerine Bakan Lee ve Muhabir Jin Bo Bae'nin yüzü yerleştirilip, sesleri değiştirilmiş. Они наложили лица министра и Джин Бо Бэ на другие и изменили голос.
Bakan bize sizin en iyinin en iyisi olduğunuzu söylüyordu. Министр сказал нам, что вы лучший из лучших.
Ocak 1994 yılında İçişleri Bakan Yardımcısı olarak atanmadan önce, 1992 yılında İçişleri Bakanlığı sekreteri oldu. Daha sonra 1994 yılında Birleşmiş Milletler ofisi ve Cenevre'deki diğer uluslararası kuruluşlara Bhutan Daimi Temsilcisi olarak atandı. В 1992 году он был назначен секретарём в министерство внутренних дел, а в январе 1994 года заместителем министра внутренних дел с правом ношения оранжевого пояса.
Bakan Reed Amerikalı ajanı öldürdü. Министр Рид убил американского оперативника.
Rusya'nın haberleşme ve kitle iletişim bakan yardımcısı Aleksey Volin, konferansta yaptığı konuşmada bütün ülkelerin ortak sorunu haline gelen siber güvenlik konusundaki endişelerine değindi. Алексей Волин, заместитель министра связи и массовых коммуникаций РФ, выступил на конференции с речью касательно вопросов кибербезопасности, беспокоящих обе страны.
Bakan Morel, Maigret'in en iyi adamları bütün zamanlarını bu işe veriyor. Министр Морель, лучшие люди Мегрэ работают над этим делом круглые сутки.
Bakan Sarah Porter, sizi Özel Ajan'ımız Leroy Gibbs'le tanıştırmak isterim. Министр Сара Портер, познакомьтесь с нашим специальным агентом Лероем Гиббсом.
Eski bakan Fikri Sağlar, "Siyah-Beyaz" gazetesiyle yaptığı bir röportajda, ordunun Hizbullah'ı sadece kullanmakla kalmadığını, aynı zamanda bu örgütü kurup sponsorluğunu da yaptığını söylemiştir. Бывший министр Фикри Саглар в интервью газете "Siyah-Beyaz" ("Чёрное-белое") заявил, что армия не только использовала Хизболлу, но фактически основала и спонсировала организацию.
Ancak Bakan, bunun sadece kamu güvenliğini korumak amacıyla yapıldığını ve sağlık personelinin görüşlerini özgürce ifade etme hakkına sahip olduğuna dikkat çekti. Однако министр объяснил, что это было сделано в целях обеспечения общественной безопасности и добавил, что медицинский персонал имеет право свободно выражать свое мнение.
Bakan, yeni hükümetin kamu hastanelerinde ilaç açığının giderilmesi için iki yıllık bir satın alma programı geliştirmeyi planladığını da sözlerine ekledi. Министр добавил, что новое правительство планирует разработать двухлетнюю программу закупок и обеспечения, направленную на решение проблемы нехватки медикаментов в государственных больницах.
Bakan, ayrıca sağlık personelinin uygulamalar hakkında konuşabileceğini ve hastane çalışanlarına ve yetkililerine geri bildirim toplamak için bir mekanizma anlamına gelen "açık kapı politikası" na sahip olduğunu vurguladı. Министр также подчеркнул, что ведет "политику открытых дверей", что означает, что сотрудники медицинских учреждений могут свободно говорить о своей работе и существует механизм для получения обратной связи от работников и руководства больниц.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.