Beispiele für die Verwendung von "bir çatışma" im Türkischen

<>
İki gemilik sahte bir çatışma. Два корабля в тактический учениях.
Yörüngede bir çatışma vardı. На орбите было сражение.
Oh, bir Klingon savaş kruvazörü ile küçük bir çatışma yaşadım. О, у меня случилась небольшая стычка с клингонским боевым крейсером.
Açık bir çıkış yapmanız gerekiyorsa düşmanınızla aranıza bir elektrik trafosu koymanız silahlı bir çatışma olmayacağını garantilemenizi sağlar. Если вам надо освободить проезд, трансформаторная будка между вами и вашим противником поможет вам избежать перестрелки.
Direk bir çatışma tavsiye edilmez. Прямой конфликт было бы нецелесообразен.
Miles Matheson'la düzgün bir çatışma yapılacağını mı sanıyorsun? Думаешь, я устрою поединок с Майлзом Мэтисоном?
Yıldızın doğumdan sonraki yaşamı sürekli bir çatışma kütleçekimine karşı topyekûn bir savaştır. С момента рождения жизнь звезды - постоянная борьба. Тотальная борьба против гравитации.
Çok vahşi bir çatışma yaşanmış. Ладно, была жестокая перестрелка.
Yerin kat altında büyük bir çatışma yaşandı. Мы попали в перестрелку шестью этажами ниже.
Bu iş sırasında herhangi bir çatışma olmasını istemiyorum. Я не планирую перестрелки во время этой работы.
Mekana saldıracak olursak çok ciddi bir çatışma yaşanır. Если мы атакуем виллу, будет большая перестрелка.
Sadece iki saatlik bir çatışma. Мне нужно всего два часа.
Etiyopyalı Bir Adamın Issız Ölümü Одинокий конец одного из самых публичных людей Эфиопии
Bu yazı mevcut rejim ile müttefik güçleri ve onlara karşı direnenler arasında devam eden silahlı çatışma sırasında Suriye'deki yaşam gerçeklerini anlatan blogger ve aktivist Marcell Shehwaro "ya ait makalelerden oluşan bir özel serinin bir parçasıdır. Эта статья публикуется в рамках цикла статей блогера и активистки Марсель Шейваро, описывающего реалии жизни в Сирии в ходе продолжающегося вооружённого конфликта между силами, лояльными к правящему режиму, и оппозиционерами, которые хотят свергнуть его.
Internet'i herkesin özgürce bağlanabildiği, iletişim kurabildiği, yazabildiği, okuyabildiği, izleyebildiği, konuşabildiği, öğrenebildiği, yaratabildiği ve yenilikler icat edebildiği açık bir ağ olarak muhafaza edin. Поддержка Интернета как открытой сети, в которой всякий обладает свободой объединяться, общаться, писать, читать, смотреть, говорить, слушать, изучать, создавать и производить что - то новое.
Boom, çatışma başladı. Бум, случилась перестрелка.
Afgan büyümek babanın seni hiç bir sebep yokken sabah'da uyandırmasıdır, çünkü hayatta tembelliğe yer yok. Папа поднимает вас с постели в шесть утра в выходной без всякого повода, просто потому что вам никогда нельзя лениться.
yıllar önce, okullar arası çatışma vardı! Много лет назад был конфликт внутри школы.
Artık herhangi bir sağlık çalışanının, üst düzey yöneticinin, yönetimin ve yönetim kurulunun; sağlık konularında herhangi bir medya aracına bilgi erişimi sağlamaması talimatını veriyorum. Настоящим я предписываю и отдаю распоряжение о том, что ни один сотрудник или руководитель учреждений здравоохранения не должен предоставлять средствам массовой информации любого рода какую - либо информацию по вопросам здравоохранения.
Hayır, sadece acil ve ameliyathane arasındaki klasik çatışma bizde de olsun istemiyorum. Нет, просто мне не нужен конфликт между скорой и операционной, понятно?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.