Beispiele für die Verwendung von "bir şeyi" im Türkischen

<>
Jess, sen de bir şeyi bilmelisin. Джесс, ты тоже должна кое-что знать.
Gelecekteki ben bir şeyi icat etti mi, gerçekten icat ediyor yani. Когда будущий я что-то изобретает, я тоже в реальности что-то изобретаю.
Hayır ama arama çalışmaları sırasında başka bir şeyi keşfetmişler. Нет. Но в процессе поисков они нашли кое-что другое.
Önemli bir şeyi saklamak istese mümkün olan en yakın yere saklar. Он хотел сохранить что-то важное так близко, как это возможно.
Ve sonunda seninle de tanıştığımıza göre bana ait olan başka bir şeyi de kurtarmama yardım edebilirsin. И поскольку теперь мы знакомы, ты поможешь мне найти кое-что еще из принадлежащих мне вещей.
Bu hayatta herhangi bir şeyi yapabilirsin. "- yaşlarında bir anne, yaşındaki oğlunun burnunu silerken. Ты можешь добиться всего в этой жизни ", - тридцатилетняя мама, вытирая сопли своему девятилетнему сыну.
Assefa'nın ölümünde oldukça şahsi ve siyasi bir şeyi, sürgünün hüzünlü tarafını anlayabiliriz. В смерти Ассефы присутствует грусть изгнания, нечто одновременно глубоко личное и политическое.
Bir şeyi mi telafi ediyor? Думаешь, он кое-что компенсирует?
Önce bir şeyi konuşmamız gerek. Нам нужно кое-что обсудить сначала.
Sanırım bir şeyi yeniden yaratmaya çalışıyor. Думаю, он пытался воспроизвести что-то.
Ancak bir şeyi bilmeni istiyorum, Tami. Но вы должны кое-что знать, Тэми.
O sadece Emma'yı üzmemek içindi. - Bir şeyi yok. Это было лишь для того, чтобы не расстраивать Эмму.
Bir şeyi merak ediyorum, sen nasıl oldu da onun hâlâ suç mahalinde olduğunu anladın? Я не могу понять, как ты узнал, что она осталась на месте преступления.
Ben sadece küçücük bir şeyi değiştirdim. Я поменяла только одну маленькую вещь.
Bir şeyi bilmeni istiyorum. Ülkemi seviyorum. я люблю свою родину и армию.
Babamın bana söylediği bir şeyi sana anlatayım: İnanılmaz bir okutman. Я скажу тебе кое-что, что однажды сказал мне мой отец:
Bunlar bana zevk veriyor, ama ayrıca günlük hayatta yapabileceğim bir şeyi feda etmemi sağlıyor. Всё это приносит мне радость. Но вместе с тем это то, чем можно пожертвовать.
Ama bir şeyi unutma, Kono. Но ты должна помнить, Кона.
Kaybedecek bir şeyi olmayan adam. Человек, которому нечего терять.
Buna benzer bir şeyi ben de işittim. Я тоже что-то слышал по этому поводу.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.