Sentence examples of "bir şeyin" in Turkish

<>
Sizin için önemli olan bir şeyin yok oluşunun sesi bu... Это звук, с которым исчезает нечто для вас важное...
Elimize geçen bilgiler, Echo denen bir şeyin şu anda KGB tehdidi altında olduğu yönünde. Мы разрабатываем информацию, предполагающую активную угрозу КГБ против чего-то под названием "Эхо".
Neal zeki biridir. Hükümetin alabileceği bir şeyin üzerinde hükümet kaynağının izini bırakmaz. Нил вряд ли оставил след на чём-то, что может изъять правительство.
Özellikler de kendi hislerini bir kenara koyup benim için özel bir şeyin olmasını sağlayanlara. Особенно друзьям, которые отодвигают свои чувства, чтобы со мной произошло что-то особенное.
Bir şeyin değeri bazen kendi değeri değildir. Ценность вещи не всегда в ней самой.
Söyleyecek bir şeyin yokmuş gibi davranmaya devam mı edeceğiz? Или продолжим притворяться, что тебя ничего не тревожит?
Bunun yerine sigaraları taneyle alıyorsun her birinin sonuncu olacağından eminsin. Ekleyecek bir şeyin var mı John? Так что вы покупаете одноразовые сигареты, будучи уверенным, что каждая из них будет последней.
Daha büyük bir şeyin parçasıydı. Она - часть чего-то большого.
Şimdi bu sende olduğuna göre korkacak bir şeyin yok. Теперь, когда он твой, тебе нечего бояться.
Aşağıda başka bir şeyin daha olduğu aşikâr. Очевидно, что внизу происходит что-то непонятное.
Okuyacak bir şeyin var mı? У тебя есть что-нибудь почитать?
Tam Central Park'ın ortasına doğru gökyüzünden bir şeyin düştüğünü gördüm. Я видел, как в парке что-то упало с неба.
Bana tek bir şeyin cevabını ver. Только ответь мне на один вопрос.
Hayatında bir kez de bir şeyin biraz fazlasını iste. Хоуп, хоть раз в жизни позволь себе лишнего.
Özel bir şeyin parçası mıyız? Часть ли мы чего-то особенного...
Söyleyecek bir şeyin mi var Danny? Ты хочешь что-то сказать, Денни?
Tozlu bir şeyin üstünde izliyorsunuz ve her yer enkaz. Вы смотрите это на чём-то пыльном, вокруг руины...
İnsanların gerçekten okuduğu bir şeyin. Чего-то что люди действительно читают.
Kardeşim hiç bir şeyin farkında olmasa da. Хотя он так ничего и не узнал!
Baba bir şeyin ortasındayım şuanda. Пап, я сейчас занят.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.