Beispiele für die Verwendung von "birbirlerine âşık" im Türkischen

<>
İki kişinin tanışıp birbirlerine âşık olması çok nadir olan bir şey. Robin'le Don gibi mesela. Очень редко, но двое встречаются и безумно влюбляются, прямо как Робин и Дон.
Bazıları ise insanların birbirlerine ve hatta hayvanlara bile nasıl yardımcı oldukları yönüyle olumlulukları vurguladı: Некоторые отметили и положительные аспекты, что люди помогают друг другу, и даже животным.
Pek çok kez âşık oldum. Pek çok acılar çektim. Я много раз влюблялся и много раз терпел боль.
Gerçek dostlar birbirlerine el atar. Настоящий друг тебе бы помог.
Hem de âşık olduğum bir kadınla. И на женщине, которую люблю.
Birbirlerine yalan söyleyip, çözülmesi gereken gizemli acil bir şey mi uydururlar? Он врут друг другу и придумывают срочные загадки, которые нужно разгадать?
Ve yaşlı bir adama âşık oldu. И она влюбилась в пожилого мужчину.
İnsanların birbirlerine güvenememesinden bahsediyorsun, değil mi? что мы не можем друг другу верить?
Tekrar söylüyorum, biraz önce sana âşık olduğumu söyledim ve sen kalkmışsın kelime dağarcığınla bana hava atıyorsun! Вот опять - я сказал, что люблю тебя, а ты цитируешь статью из медицинского словаря.
Birbirlerine yardım etmezler mi? Они помогают друг другу?
Ona âşık olmak bana acı veriyordu. Это было больно, любить ее.
Her yönden birbirlerine karşı acayip derecede benzerlik taşıyorlar. Они удивительно похожи друг с другом во всем.
İlla her şeyi etiketleyecekseniz beni "âşık" olarak etiketleyin. Хочешь вешать ярлыки, тогда мой - "влюблена".
Bu her yıl yapılan ve medyayla belediyenin birbirlerine laf soktuğu bir olay. Это ежегодное мероприятие, где пресса и правительство подшучивают друг над другом.
Ona âşık olma hissi hoşuma gitti, çok hoşuma gitti. Мне нравилось чувствовать любовь к ней, мне нравилось это.
Sonuncusu kolay. Stefan ve Elena'nın birbirlerine dair rüyalar görmelerinin nedeni benim. Именно из-за меня у Стэфана и Елены видения друг о друге.
Sri Lanka'da birbirimize âşık olmuştuk ve acıklı bir son oldu. Мы влюбились на Шри Ланке, И прощание было слезливым.
Birbirlerine bile yalan söylüyorlar. Они врут друг другу.
Joey Potter'a âşık olmamı, herkesten çok, senin anlayacağını sanmıştım. Я думал ты поймешь, что кто-то влюбился в Джоуи Потер.
Hey, futbol oyuncuları da birbirlerine böyle yapmıyorlar mı? А разве не так игроки друг с другом поступают?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.