Beispiele für die Verwendung von "biri değildi" im Türkischen

<>
Hap öyle biri değildi. Хэп не был таким.
Geçmişte pek işbirliği yapan biri değildi. В прошлом он не особо сотрудничал.
Catherine, annen üzerimizde deney yapanlardan biri değildi. Кэрин, экспериментировала над нами не ваша мать.
Ağlama sesini duymuş muydu? Kızım gülünç söylentiler yayacak biri değildi. Моя дочь не относилась к тем, кто распространяет смешные слухи.
Ofisten biri değildi, değil mi? - Aslında öyleydi. Это ведь был не кто-то из этого офиса, да?
Turner o kadar da atletik biri değildi. Тернер не был таким уж атлетичным парнем.
Washington Square Park, Ethan Ganz'in kendisini asma mekanlarından biri değildi. Парк Вашингтон Сквер не значился в списке тусовочных мест Итона Ганца.
Pek çok gücün var, Clark, ama son baktığımda, uçmak onlardan biri değildi. У тебя много способностей, Кларк, но умение летать в этот список не входило.
Karl politik biri değildi. Карл не был политиком.
Bu seçeneklerden biri değildi. Такого варианта не было.
Ama Noah herhangi biri değildi. Но Ной не кто угодно.
Şerif olduğunu iddia eden birine göre öyle çok da misafirperver biri değildi. Для парня, играющего в шерифа, он был не особо приветлив.
Lance eskiden de konuşkan biri değildi ama bu sefer iyice içine kapanmıştı. Лэнс всегда был немногословен, но в этот раз гораздо более молчалив.
Dürüst olalım, çok da önemli biri değildi. Будем откровенны. Он был нам не очень полезен.
Yani bunları Bölge Başsavcılığı da asabilirdi, ne yaptığımızı bilen biri de. Fakat hiç biri değildi. За листовками могла стоять прокуратура или кто-то еще мог знать про то, что мы сделали.
Dün gece ilk randevumuz tarihin en güzel randevularından biri değildi, biliyorum. Так, прошлой ночью. Знаю, наше первое свидание никуда не занесено.
Benim babam zengin biri değildi. Мой отец не был богатым.
Ülke Yemen'den kaçan binlerce mülteciyi kabul eden son ülkelerden biri ve çoğu insan bu durumdan fazlasıyla sıkıntılı. Эта страна одна из немногих, принимающих тысячи беженцев из Йемена, и здесь многие ощущают эту ношу.
Magnuson senin akıl hocan değildi. Магнусон не был твоим наставником.
Sosyal bilimciler "her Kızılderili Kuna doğumludan biri albino, bu oran çok sayıda albinonun bulunduğu alt - Sahra Afrikası'nın bazı bölgelerinde bulunandan daha fazla ve dünya ortalamasının çok üzerinde, dünyanın herhangi bir yerinde 00 kişiden birinde bulunuyor". dedi. Согласно данным ученых, на каждые куна приходится один альбинос; процент выше, чем на африканском континенте к югу от Сахары, где альбиносы также многочисленны. Это значительно выше среднего мирового показателя, составляющего порядка альбиноса на каждые новорожденных.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.