Beispiele für die Verwendung von "cereyan yapıyor" im Türkischen

<>
Parlak renkli bluzlu kadın ip yatakta oturuyor ve yaklaşan festivalde oynamaları için torunlarına kil heykelcikler yapıyor. Дама в яркой блузке сидит на детской кроватке и делает глинянные фигурки для своих внуков для игры на предстоящем празднике.
Bu evde çok cereyan var. В этом доме полно сквозняков.
Boş boş şeyler hakkında duyuruyor yapıyor öyle değil mi? Она будто делает большое событие из ничего, да?
Okyanusun ortasında cereyan eden korkunç şeylerle ilgili bütün hikâyeleri, kitapları ve filmleri bir düşünsene. Подумай обо всех фильмах, книгах и историях об ужасных вещах которые произошли посреди океана.
Bay Donato ne iş yapıyor? А чем занимается синьор Донато?
Sanırım, kızla ilgili bir şeyler cereyan ediyor, buralarda kimselerin kavrayamadığını bir şeyler. Я думаю, с ней происходит что-то, что никто здесь не может понять.
Annem bu yüzden mi frittata yapıyor? Не потому ли мама делает омлет?
Kapı olmayınca çok cereyan yapacak. Без дверей будет сильно дуть.
Bu birleşim seni savunmasız yapıyor. Такая комбинация делает тебя ценным.
Olay kuru bir çöl ortasında cereyan etmektedir. Действие происходит в иссушенной пустыне.
Söylesene bu beni nasıl insaniyetsiz yapıyor? И как это делает меня бесчеловечным?
Moskova Metrosunun sert nükleer kışıyla başlayan hikâye bir yıllık süreçte cereyan eder. История начинается c суровой ядерной зимы и происходит в течение одного года.
Ian orada ne yapıyor? Что Йен здесь делает?
Bud bunu hep yapıyor. Бад делает это регулярно.
Evet, nedenini anlayabiliyorum. Bu onları cazibesiz yapıyor. Да, понимаю, это делает их малопривлекательными.
Birisi babana kızgın ve bazı manyak şeyler yapıyor. Кто-то злится на папу и делает безумные вещи.
Evet bu kamera sadece video çekmiyor, Yanına patlamış mısır da yapıyor. Она не только снимает кино, но и попкорн для просмотра делает.
Yanlış numaradaki sahtekar, ticaret yapıyor. Бог по неправильному номеру занимается бизнесом.
Demek avukatlar böyle yapıyor. Адвокаты всегда так делают.
En iyi tahminim? Cesetler yere yığılmadan önce her ne yapmayı planladıysa onu yapıyor. Она делает всё, что планировала сделать, пока тела не начнут сыпаться горой.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.