Beispiele für die Verwendung von "daha uzun süre" im Türkischen

<>
Bilgisayar, kortikal fonksiyonları daha uzun süre yürütemez. Компьютер больше не может поддерживать ее кортикальные функции.
Çiçeklerin daha uzun süre dayanması için vazodaki suya ezilmiş aspirin katıyor. Она кладет растолченный аспирин в воду, чтобы цветы стояли дольше.
Cobb diğer mahkumlardan çok daha uzun süre hücre hapsi cezası almış. Кобб провел в изоляторе больше всего времени за всю историю тюрьмы.
Böylece, kalkan yüzeyde olduğundan daha uzun süre dayanabilecekti. Так щит мог выдержать намного дольше чем на поверхности.
Anladığım kadarıyla Cyrus, Bay Doyle'u daha uzun süre gözaltında tutmanın bize bir şey kazandırıp kazandırmayacağını bilmek istiyor. Я думаю, Сайрус хочет знать.. есть ли еще что-то, чтобы задержать мистера Дойла еще дольше?
O, kızla benden daha uzun süre idare edebildi. Он мог с ней дольше возиться, чем я.
Bu dili gerçekten daha uzun süre tutmak istemiyorum. Ребят, мне надоело уже держать этот язык.
Bana bırakın, daha uzun süre uyuyamam ben. Я сделаю, я ещё не хочу спать.
Senden çok daha uzun süre Denny Crane'e sevgi ve hayranlık duydum. Я любил и почитал Дэнни Крейна намного дольше, чем ты.
Kalmam gerekenden daha uzun süre burada kalmak istemiyorum. Не хочу оставаться здесь дольше, чем нужно.
Sen dairemizde, Annie'den daha uzun süre bulunmamış mıydın? Evet. Разве не ты живешь в нашей квартире дольше, чем Энни?
Han, gerçek Tupac baklavalarından daha uzun süre hayatta kaldı. Хан, настоящий Тупак живее, чем твои два кубика.
Anıları daha uzun süre tutabilir misin bu sefer? Ты можешь в этот раз удерживать воспоминания подольше?
Evden ve arabadan gelecek parayla, daha uzun süre bile dayanabiliriz. И мы можем продать дом и машину, это еще больше.
Hadi AfricaDay ile kıtanın gelişimini hatırlayalım + daha uzun vadeli gelişiminin merkezine kadınları ve genç kızları koyalım. В AfricaDay давайте помнить о прогрессе континента + наиболее важно, чтобы женщины и девушки были центром его долгосрочного развития
Ödül, Commonwealth'ten fantastik yazarlarla temasa geçmeme yardımcı oldu, uzun süre hayatımda kalmasını istediğim insanlarla. Этот приз помог мне познакомиться с фантастическими писателями со всего Содружества - с людьми, которые, я надеюсь, будут в моей жизни долгое время.
Ben de seni daha uzun hatırlıyordum. Я старалась о тебе не вспоминать.
Esanov dışarıda (soğukta) çok uzun süre bekledi ve bir anda sıcak bir yere girdi. Эсанов слишком долго оставался в очереди снаружи и неожиданно вошёл в тёплое помещение.
Daha uzun sürer ve daha pahalıya patlar. Olumlu sonuç alma şansı daha azdır. Процесс длится дольше, стоит дороже, а его исход еще менее оптимистичен.
Pek uzun süre Bratva reisi olamayacaksın. Недолго тебе осталось быть капитаном Братвы.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.