Beispiele für die Verwendung von "devam edeceğimi" im Türkischen

<>
Ben hep hayatta düşmenin olduğunu ve düşmeye devam edeceğimi bildim. Я всегда знал, что могу упасть и продолжаю падать.
Ama nereye doğru devam edeceğimi bilmiyorsunuz. Но вы не знаете, куда.
Formosa ve Vietnam hükümeti arasında milyon dolarlık bir anlaşma olmasına rağmen, hükümetin yavaş hareket etmesi ve çelik fabrikasının sahibi olan holdingin sorumluluktan yoksun oluşunun yarattığı öfke ve hüsran ülke sınırlarını aştı ve geçen bir yılda da devam etti. Медлительность правительства, а также отсутствие подотчетности в отношении металлургического завода вызвали гнев и отчаяние, которые вылились в массовые протесты по всей стране и продолжаются уже целый год, хотя правительство Вьетнама и заключило с заводом соглашение на миллионов долларов США.
Bu çocuğu bulmanıza yardım edeceğimi söyledim ve bunu Stiles'ın babası için yapıyorum. Я обещала, что помогу найти парня, чтобы спасти отца Стайлза.
Makalenin yazıldığı yaz aylarının sonlarına doğru, Kriz Dernekleri ve Genç Yaşıt Eğitimi Birliği ('Y - PEER "), neden kız kaçırma geleneğine karşı mücadele edilmesi gerektiğini anlatan kısa skeçler sunarak karşı kampanyalarına devam etti. Позднее тем же летом была написана статья, а Ассоциация кризисных центров и Молодёжная сеть равного обучения "Y - PEER" продолжили кампанию посредством небольших зарисовок о том, почему нужно бороться с похищением невест.
Ona yardım edeceğimi biliyordun, değil mi? Ты знала, что я ему помогу?
İnsan vücudu ölü olmasına rağmen aktif olmaya devam ediyor. Будучи мертвыми, человеческие тела все еще остаются активными.
Bir gün kendi sesimden nefret edeceğimi söylemiştiniz hatırlıyor musunuz. Как-то вы сказали, что однажды возненавижу свой голос.
Söyleyecek bir şeyin yokmuş gibi davranmaya devam mı edeceğiz? Или продолжим притворяться, что тебя ничего не тревожит?
Onun gücüyle nasıI baş edeceğimi bilmiyordum. kendimden ödün vermem gerekti. Чтобы помочь ему сохранить силу, мне пришлось отдавать свою.
Kafa sallayıp, yoluma devam etmek istiyorum. Я хочу просто кивнуть и идти дальше.
Sana bir yer bulman için yardım edeceğimi söylediğimi hatırlıyor musun? Помнишь, я говорил тебе, что помогу найти жильё?
Bana tamam deyin ben de devam edeyim. Скажите, если согласны и мы продолжим.
Kirk'in kaçmasına yardım edeceğimi mi düşünüyorsun? Считаешь, я помогу Кёрку сбежать?
Hayır, aramaya devam ederim. Нет, я еще поищу.
Size nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. Ya da işleri nasıl yoluna koyacağımı o kadar şey yaptıktan sonra. Не знаю, как отблагодарить вас или как поступить правильно после всего, что я сделал.
Yeminli düşmanlar olmaya devam mı? Мы снова стали заклятыми врагами?
Sakin ol, edeceğimi söyledim ya. Я уже сказал, что помогу.
Postları Fransızlara verip karşılığında at alırız sonra kızını aramaya devam ederiz. Мы обменяем их французам на лошадей и будем искать ее дальше.
Nasıl mücadele edeceğimi bilmiyorum. Я не умею драться.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.