Beispiele für die Verwendung von "gerçek şu ki" im Türkischen

<>
Acı ama gerçek şu ki artık filmler benin zevkime hitap etmiyor. Это может показаться обидным, но это правда: большая часть фильмов мне не нравится.
Gerçek şu ki; hâlâ sana minnettarım. Несмотря ни на что я тебе благодарен.
Gerçek şu ki, bilmeye ihtiyacım da yok. По правде, я ничего знать не желаю.
Ama gerçek şu ki, savaşa hiç muvafık değiliz. Факт, что нам стало неудобно с этой войной...
Gerçek şu ki, biz çıktığımızda kapıyı kilitliyordu. И вообще она закрыла магазин после нашего ухода.
Ve gerçek şu ki, ben de kusursuz değilim. И по правде, я и сам не безупречен.
Gerçek şu ki, onun burada olmaması senin suçun değil. То, что её здесь нет, не твоя вина.
Gerçek şu ki, tanınmayan bir cinayet kurbanı var. Ve nehir ise bir çöplük. Факты таковы, что у тебя есть неопознанная жертва а труп сбросили в реку.
Ama gerçek şu ki, en başta bunu düşünmeyi bile hak etmeniz gerekiyor. А правда заключается в том, что вы должны заработать право иметь мнение.
Gerçek şu ki, bunu gerçekten başaracağını hiç düşünmemiştim. Я не думала, что он на это пойдет.
Gerçek şu ki, senin çok yetenekli olduğunu düşünmüyorum. По правде говоря, я не считаю тебя талантливым.
Gerçek şu ki çoğu müşterimiz hayatlarının ikinci baharını yaşıyorlar. В реальности многие наши клиенты на закате своих лет.
Gerçek şu ki, ben de onu kişisel olarak pek tanımıyordum. Проблема в том, что я его не знал как человека.
Ve gerçek şu ki, eğer terapin yolunda gidersen, bence dışarıda mutlu olabileceğin oldukça fazla insan bulacaksın. Я думаю, если мы продолжим терапию, ты сможешь найти много-много людей, с которыми будешь счастлив.
Ama acı gerçek şu ki, bunu öğrenecek kadar uzun yaşayamayabiliriz. Но горькая правда - мы можем не дожить, чтобы узнать.
Gerçek şu ki, size yabancı bir topraktaki elçiliğimizden yapacağım ilk konuşma değişen gerçeğimiz hakkında bir vasiyettir. Уже тот факт, что я обращаюсь к вам из консульства в чужой стране Свидетельство изменившийся реальности.
Gerçek şu ki, Christy esasında ona el fenerini tam olarak nerede bulacağını söyledi. Суть в том, что Кристи фактически сказала ей, где именно искать фонарик.
Gerçek şu ki, hayatım o kadar da ilginç değil. По правде говоря, жизнь у меня совсем не интересная.
Buna devremülk deniyor ama gerçek şu ki bu mülkte kaldığınız iki hafta boyunca hiçbir şey devrettiğiniz yok. Это же тайм-Шер. Ну, это называется тайм-Шер. Вы представьте, на недели у вас свой дом.
Gerçek şu ki, Vahiyler Kitabı Twitter'ı önceden haber vermiştir. Доказанный факт, что Твиттер был предсказан еще Книгой Откровения.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.