Sentence examples of "gitmek" in Turkish

<>
Ee, şimdi sormak için gitmek zorundayım. Ну теперь я должна пойти и спросить.
Ama şu anda çok yorgunsan ve eve gitmek... Но если вы устали и хотите поехать домой...
Gitmek için tek şansın bu ya da seni öldüreceğim. Это твой шанс уйти, или я убью тебя.
Her sabah erken kalkıp bir yere gitmek için bir nedeninin olması harikadır. Здорово, когда есть куда идти утром или причина встать с кровати.
Peki, o hâlde gitmek için arabaya ihtiyacım olacak. Ладно, но мне понадобится машина, чтобы уехать.
Şey, her zaman Varolmayan Ülke'ye gitmek isterdim. Ну, Я всегда хотела попасть в Неверлэнд.
Boston'a gerçekten tek başına gitmek mi istiyorsun? Ты действительно хочешь ехать в Бостон один?
Yeniden gitmek istememin sebebi de bu. Поэтому и хочу съездить ещё раз.
Buraya ya da baska bir yere gitmek için senin iznini alacak degilim. Мне не нужно твоё разрешение, чтобы быть здесь или где-либо ещё.
Onu araştırmaya gitmek istiyorum, ama oraya yalnız gitmek için fazlaca yaşlı olduğumu düşünüyorum. Я собираюсь отправиться их исследовать, но слишком стар, чтобы справиться в одиночку.
O zaman başka yere gitmek zorundayız galiba. Ну тогда придется поехать в другое место.
Hayır ama öğle yemeğine giderken uğrarız diye düşündüm. Hâlâ Jalapeno Treat'e mi gitmek istiyorsun? Нет, но я решил, что мы заедем туда по пути в ресторан.
Bay Poirot, Başmüfettiş Japp bu kadar erken gitmek zorunda mısınız? Мистер Пуаро, инспектор Джепп! Стоит ли уезжать так быстро?
Ben de senin gibi fabrikaya gitmek istiyorum. Я хочу ходить на фабрику как ты!
Ertesi sabah, Grace görünmeden Ben'in evine gitmek istediğinde. На следующее утро Грэйс хотела незаметно проскользнуть к Бену.
Her şeyden önemlisi, Patchi Juniper'ın peşinden gitmek istiyordu. Sabırsızlığı kendisini göstermeye başlamıştı. Больше всего Пачи хотелось последовать за Джунипер, и его нетерпение начинало проявляться.
Şu andan üç gün sonra ortağının cenazesine gitmek isteyip, istememene. Хочешь ты или нет на похороны своего напарника через три дня?
O onun kalmasını rica etti fakat o işe gitmek zorundaydı. Она попросила его остаться, но ему надо было идти на работу.
Sinemaya gitmek için maktulle buluşmaya gelmiş. Saldırganı görmüş. Kaçarken onu yere sermiş. Она зашла за ним, чтобы пойти в кино, увидела нападавшего...
Atlantic City'ye gitmek için ne kadar paraya ihtiyacın var? Сколько вам нужно, чтобы поехать в Атлантик Сити?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.