Beispiele für die Verwendung von "kız kardeşinden" im Türkischen

<>
Senden ve kız kardeşinden. Тебя и твоей сестры.
Senden ve kız kardeşinden sonra tabii ki. После тебя и твоей сестры, естественно.
Onu kız kardeşinden uzak tutmamız gerek. Надо держать его подальше от сестры.
Onu ikiz kız kardeşinden ayırt edemiyorum. Я не могу отличить её от её сестры-близнеца.
"Uygunsuz" kıyafet giymek suçlamasıyla utanç yaşayan kız, turnuvadan çekildi. Смущенная обвинениями в ношении "неприличного" наряда, девушка покинула турнир.
Kardeşinden son kişiye mantık içeren bir kurşun yarası. Последний такой защитник получил пулю от своего брата.
On kız çocuğundan üçü henüz hiçbir eğitim kurumuna kaydolmamış durumda. девочки из никогда не были зачислены в какое - либо образовательное учреждение.
Kardeşinden hiç haber var mı? Что-нибудь есть от твоего брата?
Bişkek merkezli bir kadın örgütünün tahminlerine göre yılda yaklaşık, 800 kız kaçırılıyor ve bunlardan yaklaşık, 000'i bu esnada tecavüze uğruyor. Согласно подсчетам Центра Женщины в Бишкеке, ежегодно в стране похищаются девушек, из которых около подвергаются изнасилованию.
Adamın düğün partisi benden, gelinin kardeşinden ve Filipinli bir değişim öğrencisinden oluşuyordu. На его свадьбе был я, брат невесты, и какой-то филиппинский студент.
Yemen'de İşçi Bir Kız Çocuğu Работающая девочка из Йемена
Aynen ya da şişko Baldwin kardeşinden sonra. Ага, или толстого из братьев Болдуин.
Özellikle kız sokak çocukları, taciz ve istismarlara karşı çok savunmasız durumda. Из числа беспризорных детей, именно девочки более уязвимы к насилию и эксплуатации.
Bana kardeşinden bahseder misin? Расскажешь о своём брате?
Haber bültenlerine göre, turnuvanın yöneticileri kızı turnuvadan diskalifiye ettiklerini yalanlıyorlar - ki gerçek bu çünkü kız kendisi turnuvadan çekildi. Опираясь на новости, организаторы шахматного турнира отрицают, что они дисквалифицировали девушку - правда то, что девушка сама покинула турнир.
Bak oğlum, bunu söylemek biraz acı, biliyorum ama burada kardeşinden daha başka şeyler söz konusu. Знаю, что такое тяжело услышать, но сейчас на кону гораздо больше, чем твоя сестра.
Bu yılın sonbahar aylarında, Kırgızistan milletvekillerini kız - kaçırma'ya karşı cezaların geliştirilmesi konusunda ikna etmeyi amaçlayan yeni bir kampanya başlatıldı. Еще одна кампания, которая была начата этой осенью, пытается убедить депутатов внедрить более жестокие наказания за похищение невест.
Kardeşinden haber var mı? Есть новости от брата?
Yasalara göre kız - kaçırma'ya üç yıl hapis cezası verilmesine rağmen, kaçırılmaya maruz kalan mağdurdan sadece biri dava açıyor. Только одна из подает иск на похитителя, хотя в Уголовном кодексе страны предусмотрено наказание в виде лет лишения свободы за похищение женщины для вступления в брак вопреки ее воли.
Sanırsam bu seni kardeşinden çok daha büyük bir adam yapar. Belki babandan bile çok. Это уже делает тебя более человечным, чем твой брат и даже твой отец.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.