Beispiele für die Verwendung von "kadar zamanım" im Türkischen

<>
İşten sonra üstümü değişmek için yeteri kadar zamanım var sanmıştım. Я думал, что успею зайти домой переодеться после работы.
Evet ve onu kovmak için yarına kadar zamanım var. Да, и до завтра я должна его уволить.
Doreen, o kadar zamanım yok. Дорин, у меня мало времени.
Başkente dönüp yüzyüze konuşacak kadar zamanım yok. Мне некогда ехать на встречу в Вашингтон.
Ne kadar zamanım kalmış? Сколько времени мне осталось?
Ancak aynı zamanda belki bir sonraki yazacağım şeyin de o kadar da iyi olmayacağı konusunda beni biraz korkutuyor. Но в то же время она немного пугает меня, вдруг следующая вещь, которую я напишу, не будет настолько хорошей.
Zamanım önemliymiş gibi olurdu. Как будто мое время действительно чего - то стоит.
Bir İngiliz vatandaşı ve futbol taraftarı olarak, dünyanın her köşesinde kitlesel olan futbola nispeten Filipinler'de basketbolun bu kadar rağbet gördüğü konusunda her zaman şaşmışımdır. Как англичанин и фанат футбола, я всегда немного удивлялся, почему баскетбол настолько здесь популярен, в отличие от футбола, который широко распространён в остальной части мира.
Bu müdahale toplantısına ayıracak zamanım yok benim. У меня нет времени на ваши вмешательства!
Bazıları üniformalı insanlardan o kadar korkuyor ki bilmediği şeyleri bile itiraf ediyor. Другие настолько боятся людей в униформе, что они признаются в чем угодно.
Hank Henshaw olarak ne kadar çok zaman geçirirsem kaybettiklerimle yüzleşmek için o kadar az zamanım kalır. Чем больше времени я Хэнк Хеншоу, тем меньше я думаю о том, что потерял.
Karayip dili, örneğin, sorgulamadan kabul ettiğimiz İrlanda ve İskoç dili kadar belirgin ve kolayca anlaşılabilir bir dildir. Я не пишу в блог на постоянной основе, однако мне было важно начать его, чтобы сделать писательство центральной частью моей жизни.
Pekâlâ, Gus, çok fazla zamanım yok. Так, Гас, У меня мало времени.
Katılımcılar $, 000'a kadar bursa başvurabileceklerdir. Заявители имеют право получить грант в сумме до долларов США.
çünkü bu benim zamanım değil. Это же не моё время.
Dönem ne kadar zalim olsa da, her cephede hırçınlaşan İkinci Dünya Savaşı ve Nazi işgalindeki Ukrayna'da bile insanların normal bir hayat sürebildiğini gösteriyor. Несмотря на жестокие времена, люди пытались сделать всё, что было в их силах, чтобы вести нормальную жизнь даже в оккупированной нацистами Украине, когда Вторая мировая война бушевала на всех фронтах.
Temiz hava, düşünmek için zamanım olacaktır. Свежий воздух и уйма времени для размышлений.
Geniş çaptaki protestolar, yürüyüşün sonunda polis kuvveti ile çatışmalar başlayana kadar olaysız geçti. Массовый протест проходил мирно до конца марша, когда имели место столкновения с полицией.
Şu an, benim zamanım azalıyor. И сейчас, мое время кончается.
Bu kadar şekeri bir gecede ne nasıl toplayacağız? Как нам собрать столько конфет за один вечер?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.