Beispiele für die Verwendung von "olmayı tercih" im Türkischen

<>
Başarı hikayenize baktığımızda ilk olarak yazar olmayı tercih ettiğinizi ve bu ödülü kazanabilecek bir yerlerden gelmediğinizi görüyoruz ama uzun süredir sanatınızı bilediniz. По публикациям о вашем успехе могло показаться, что вы "начинающий автор" и в какой - то мере пришли из неизвестности, став победителем неожиданно.
Benzersiz olmayı tercih ediyorum. Я предпочитаю оставаться уникальной.
Bilim muhteşem işler başardı, ama ben mantıklı olmaktansa, mutlu olmayı tercih ederim. Наука достигла невероятно прекрасных высот, но я лучше буду счастливым, нежели справедливым.
Sonsuza dek isteyecek biriyle beraber olmayı tercih edip etmeyeceğimden emin değilim. -Ronnie, ben... Я не хочу ничего подписывать с человеком который знает, что будет всегда этого желать.
Akıllı olacağıma şanslı olmayı tercih ederim. Лучше быть везучим, чем умным.
Komik olmaktansa küstah olmayı tercih ederim! Лучше быть наглым, чем смешным.
Niçin Anna olmayı tercih ettiğini söyledin? Почему ты предпочла бы остаться Анной?
Akıllı olmaktansa şanslı olmayı tercih ederim. Лучше быть везучим, нежели умным.
Hiç düşünmeden senin dosyana sahip olmayı tercih ederdim. Я могу поменять моё на твоё за секунду.
Bir arabanın arkasında bir çocukla olmak yerine arabayı tamir eden kız olmayı tercih ederdi. Она предпочитала лежать под машиной и чинить её, чем сидеть сзади с парнем.
Bir vegana * aşık olmayı tercih ederim. Я бы скорее влюбился бы в вегетарианца.
Şu anda arkadaşlarınla olmayı tercih edeceğini biliyorum, ama bazen ailen için de bir şeyler yapman gerekir. Я знаю, ты предпочел бы быть с ребятами, но иногда надо сделать что-то для семьи.
Fakat o, dünyada arkadaşım diyebileceğin iki kişiden birisiyle birlikte olmayı tercih etti. А она встречается с одним из тех двух, которых ты считаешь друзьями.
Doğrusunu söylemek gerekirse, bunu bilmemiş olmayı tercih ederdim.. Да уж, лучше б не знать об этом.
Avlanmak yerine avcı olmayı tercih ederim. Я лучше буду охотником чем дичью.
Hayır, görünmez olmaktansa hızlı olmayı tercih ederim. Нет, лучше быть быстрым, чем невидимым.
Etrafta sağlıklı olmaktansa güzel olmayı tercih ettiğini söyleyecek cesareti olan çok fazla insan yok. У большинства кишка тонка признать, что они лучше будут красивыми, чем здоровыми.
Fiji, Tuvalu, Solomon Adaları ve Papua Yeni Gine "Commonwealth realm" olmayı tercih etti. Фиджи, Тувалу, Соломоновы Острова, Папуа-Новая Гвинея стали Королевствами Содружества.
Ülke'dan bu yana Başkan İsmail Omar Guelleh tarafından yönetilmekte ve hükümetin resmi duruşu büyük ölçüde Amerika taraflı bir tutum tercih etmişse de halkın büyük çoğunluğu bu tutumdan gittikçe uzaklaşmışlardır. С года страной руководит Исмаил Омар Гелле, правительство которого проводит в большой степени про - американскую политику, в то время как всё больше людей начинают дистанцироваться от данного направления.
Ben de balo kraliçesi olmayı planlıyordum. А я-то собиралась стать королевой выпускного.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.