Sentence examples of "süre" in Turkish

<>
O süre içinde adı dâhil kendine dair her şeyi unutmuş. За это время она забыла все, даже собственное имя.
Uzun süre önceydi bunlar, hepsi bu işte. Много времени уже прошло, вот и все.
Biliyorsun, uzunca bir süre yoktun, bebeğim. Пойми, ты очень долго отсутствовал, малыш.
Bir süre seni burada ağırlamaktan memnun oluruz. Мы будем рады ненадолго приютить тебя здесь.
Uzun bir süre burada mahsur kalırız. Мы можем застрять здесь очень надолго.
Bir süre önce bir kulüpte çalisan, bir kiza benziyor. Bilmem ki... Она похожа на одну девчонку, работавшую в клубе некоторое время назад.
Temiz bir mendil yardımıyla kan bir süre sonra durdu. И кровь вскоре остановилась, благодаря чистому носовому платку.
Bir süre sonra, Leydi Hazretleri ile Barry ayrı yaşamaya başladılar. Её милость и Барри жили, через какое-то время, врозь.
Üzgünüm Envy (kıskançlık), bir süre daha o formda kalmak zorundasın. Извини, Зависть, но придётся тебе ещё немного побыть в этом облике.
Ama beklediğim süre içerisinde gözlerinin etrafındaki şişikliği ve sertliği görüyor musun? Но, пока я жду, видишь эту припухлость вокруг глаз?
İlk ziyaretinizden sonra, parfüm kokunuz, uzun süre duyuldu. И после вашего первого визита здесь долго пахло вашими духами.
Aslında, kısa süre öncesine kadar, senin varlığından bile haberim yoktu. Черт, ещё недавно я даже не знал, что ты существуешь.
O harika bir koruma olacak, ve ben dileğimi gerçekleştirecek kadar uzun süre fark ettirmem! Из него выйдет неплохой телохранитель, и неважно как скоро я смогу исполнить своё желание!
Bu kadar uzun süre seni yalnız bırakıp bırakamayacağıma karar veremedim. Я не смог решиться оставить вас на такой длительный срок.
Arlene, kısa süre içinde Şerif Burke için de aynı şeyleri hissedeceğine eminim. Арлин, уверена, вскоре ты будешь так же думать про шерифа Бёрка.
Beni yatağa fırlattı ve sonra da orada bir süre öylece durup kendini kurcalamaya başladı. Он бросил меня на кровать, а потом около минуты стоял и тер себя.
Sırrın Doğu Hindistan Şirketi'nde uzun süre saklı kalmayacak. Твоя тайна недолго останется таковой в Ост-Индской компании.
Zor olduğunu biliyorum ama bir süre daha dayanmalısınız. Знаю, это тяжело, но придётся потерпеть.
Kısa bir süre sonra, başka bir karınca geldi. İkisi birlikte kum tanelerini kaldırdılar ve taşımaya başladılar. И вскоре подошёл другой муравей, и вместе они смогли поднять песчинку и стали уносить её прочь.
Bir süre daha şerif yardımcısı rolü yapmak istiyor musun? Как думаешь, сможешь притворяться помощником шерифа ещё немного?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.