Beispiele für die Verwendung von "uyuşturucu" im Türkischen

<>
Arılar, uyuşturucu koklamada köpeklerden daha mı iyidir? Лучше ли пчёлы вынюхивает наркотики, чем собаки?
Araştırmada uyuşturucu kullanımına dair kesin bir kanıt bulunamamış. Первоначальное расследование не обнаружило никаких следов употребления наркотиков.
Jaime Rodríguez, Carrillo'dan önceki uyuşturucu karşıtı ekibin başkanı. Хайми Родригез, бывший глава отряда борьбы с наркотиками.
Uyuşturucu, kaçak içki. Ailelerimiz arasındaki kavga hakkında bile bir şeyler koymuş. Наркота, самогон, он даже написал про вражду между нашими семьями.
Bilirsin, ayrılabilirdi, ama Coraline uyuşturucu bağımlılığı gibidir. Сорваться с крючка. Но Коралина - это как наркотик.
Yaratık, Peter, sadece yasadışı bir uyuşturucu değil. Существо, Питер, оно не является незаконным наркотиком.
yaşındaki bir uyuşturucu satıcısının ölümü nasıl Erich Blunt'a yönlendirdi? Как смерть пятидесятилетнего наркоторговца привела вас к Эрику Бланту?
Lowry Fool's Gold, Meksikalı bir uyuşturucu kralının değerli yarış atı'te kayboldu. Голд Лоури Фула, призовой скакун мексиканского наркобарона, пропал в -м.
Bir gece, okul yakınlarında uyuşturucu satan satıcının peşinden gitmeye karar verdik. Однажды ночью мы решили устранить наркодилера, который толкал наркоту возле школы.
Doğu Kıyısı'ndaki uyuşturucu tacirlerinden topladığımız tüm arabalar burada. Здесь мы держим тачки, конфискованные у наркодилеров Восточного побережья.
Büyük bir alıcıyla Rus mafyası arasındaki uyuşturucu satışını bastık. Они накрыли сделку между крупным наркодилером и русской мафией.
Uyuşturucu birimi, son ayda yüksek saflıkta meth girişi tespit etmiş. Отдел по наркотикам заметил большой приток чистого мета за последний год.
Pena onlara uyuşturucu işine bulaşmış tüm Meksikalı devlet adamlarının ismini verecek. Пенья назовет имена каждого мексиканского чиновника, замешанного в торговле наркотой.
Uyuşturucu bizde. Para bizde. Ama silahlar da bizde olursa her şeyin kontrolü elimizde olur. Мы получили наркоту, получили деньги, но с оружием мы можем контролировать все.
Çünkü bizde bu Al Capone kılıklı ve onun küçük İtalyan arkadaşı gibi uyuşturucu parası yok. Dur bir dakika. Ведь мы не получаем деньги от продажи наркоты, как это делают Аль Капоне и его итальянский дружок.
Ciddi biçimde. Ama son bir yıldır, ne bahis oynadım, ne de alkol ve uyuşturucu kullandım. Э, но я не делал ставки, не пил и не принимал наркотики уже больше года.
Sadece uyanık olarak yatar, uyuşturucu bağımlısı olmamaları için dua edersin. Потом не спите, молиться чтоб они не подсели на наркотики.
Adam ülkeye çok fazla kaçak uyuşturucu sokuyor. Парень провозит в страну много наркотиков контрабандой.
Meksikalı uyuşturucu karteli sınırı geçmek için denizcileri kaçırmış olabilir. Мексиканские торговцы наркотиками похитили солдат морской пехоты на границе.
Mantıklı düşünürsen sana lazım olan uyuşturucu, kondom ve iç çamaşırı. Если подумать логически, тебе нужны трусы, гондоны и наркота.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.