Beispiele für die Verwendung von "uzun uzadıya" im Türkischen

<>
Ödül, Commonwealth'ten fantastik yazarlarla temasa geçmeme yardımcı oldu, uzun süre hayatımda kalmasını istediğim insanlarla. Этот приз помог мне познакомиться с фантастическими писателями со всего Содружества - с людьми, которые, я надеюсь, будут в моей жизни долгое время.
Esanov dışarıda (soğukta) çok uzun süre bekledi ve bir anda sıcak bir yere girdi. Эсанов слишком долго оставался в очереди снаружи и неожиданно вошёл в тёплое помещение.
Uzun, kısa, siyahi, beyaz, cumhuriyetçi, demokrat. Высокие, низкие, белые, черные, республиканцы, демократы.
Mola aldım. Uzun sürecek bir mola. Да, я очень долго думала.
Evet. Çok uzun sürdü. Yarım saattir bekliyorum. Ты долго, я уже полчаса жду.
Fakat bu olumlu yükseliş için uzun vadeli tahminler nelerdir? Но что такое долгосрочный прогноз в это будоражащее время?
Biriyle bu kadar uzun süre birlikte olabilmeyi hayal edebiliyor musun? Невозможно представить, что кто-то может быть вместе так долго.
Büyükannem uzun zaman önce Vietnamlı insanların hindistan cevizli kurbağa yediklerini söylerdi. Бабушка рассказывала, что очень давно вьетнамский народ ел кокосовых лягушек.
Acıyla o kadar uzun yaşadınız ki. Вы так долго живете с болью.
O ekipmanlar, herkesi bir anlığına geri getirir ancak uzun vadede... Прибор может оживить кого угодно на какое-то время, но потом...
Ev için para biriktirmek çok uzun sürecektir. Ну, на дом копить очень долго.
Ona bir şey anlatırsan bizzat gidip şehirdeki en uzun binayı bulurum ve çatısından kuğu dalışı yaparım. Если расскажешь, я лично найду самое высокое здание в городе и нырну с него рыбкой.
Darby adıyla uzun zaman ortaklık yaptın. Ты слишком долго работала на Дарби.
Çok etkili ilaçlar var ve insanlar uzun süre yaşıyor. Так много хороших лекарств и люди живут долгое время.
Bir buçuk yüzyıl uzak kalmak için çok uzun bir süre. Полтора века, это долгое время, чтобы быть далеко.
Daha uzun sürer ve daha pahalıya patlar. Olumlu sonuç alma şansı daha azdır. Процесс длится дольше, стоит дороже, а его исход еще менее оптимистичен.
Ve onu bekleyen uzun bir yolculuk var. А он так долго ждал этого путешествия.
Uzun gelen günlerimiz var. Есть очень длинные дни.
Benden daha uzun süredir burdasın. Ты здесь работаешь дольше меня.
O kadar uzun süre burada yaşayan tek kişi Brandon Stiles. numaralı oda. Единственный парень, который живет здесь так долго - это Брендон Стайлс.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.