Sentence examples of "verecek" in Turkish

<>
Bana onun ölümüne tanık olma fırsatı verecek. Он даст мне возможность увидеть её смерть.
O istemedi dedi Bana herhangi bir sahte umut verecek. Сказал, что не хочет давать мне ложных надежд.
Frank Castle yarın ifade verecek. Фрэнк Касл завтра даёт показания.
"Daha fazla vermeyeceğim ve verecek bir şeyim kalmadı." "Меня больше нет и мне нечего дать тебе".
Ve bana ne kadar verecek biliyor musun? И знаешь, сколько он мне заплатит?
Arthur, Boston Üniversitesi'nde ders verecek. Артур собирается преподавать в Бостонском Университете.
Dijital bir seyahat gibi olacak, o varlıklıklardan bir tane daha yaratmak için sana gerekli zamanı verecek. Словно цифровые каникулы, которые дадут время, нужное для создания еще одного нового тела для нее.
Eğer o reytingleri üç çeyrek daha artırırsam, bana daha fazla süre verecek misin? Я подниму рейтинг на три четверти балла, - и ты дашь мне время?
Hepsinin de şiddet içeren suçluları var. Bu transfere izin verecek yetkiye sahip tek kişi Eyalet Valisi. Это были тяжкие преступления, и единственный, кто мог разрешить их перевод, это губернатор.
Bu büyü, Angel'a insanlığı geri mi verecek? Значит, это заклинание может восстановить человечность Энджела?
Onlar da sana geri paket verecek. Они могут отдать тебе коробку обратно.
Kimsenin kullanmasına izin verecek tipte bir adam gibi görünmüyordu. Он не казался парнем, который позволит себя использовать.
Ve tüm bu fiyakalı tafralar bana karşılığında verecek bir şeyin olmadığını söylüyor. И всё это хвастовство говорит мне, что вам нечего предложить взамен.
Bu çocuğun, benim gibi matematik yarışlarına katılacak kapasitede olma şansı verecek bir şey var mı? Ну, что-то, что даст ребенку возможность стать главой математического кружка, как я был.
Ama cevapları sana verecek kişi ben değilim. Ve verilecek cevaplar var. Но не мне давать тебе ответы, а эти ответы есть.
Shaw sana bir şans daha verecek. Шоу дает тебе еще один шанс.
İki gün önce, tam olarak burada durup da benden istediğin şeyleri sana verecek adamı bundan alıkoyamam. Я не могу помешать ему дать вам именно то, о чем вы просили два дня назад.
Bay Karsten sana bin dolar verecek. Мистер Карстен заплатит тебе тысяч долларов.
Birisine gerçekten zarar verecek kişi hiç kimseye bir şey söylemez. Человек, который собирается покалечить кого-то, ничего не говорит.
Bak, anneanne sana şeker verecek. Смотри, бабушка даст тебе конфетку.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.