Beispiele für die Verwendung von "veriyorum" im Türkischen

<>
Bak, sana söz veriyorum seni geri getireceğiz. Я обещаю тебе, мы вернем тебя назад.
Kendini savunman için sana bir fırsat veriyorum ki bu da ona verdiğinden daha fazlası. Я даю тебе шанс защититься, это больше того, что ты дал ей.
Ben dergileri okuyorum, gerisini de Andy'e veriyorum. Я читаю журналы, а остальное отдаю Энди.
Sana söz veriyorum, tezahürat yapmak için her maçına geleceğim. И я обещаю присутствовать на каждой игре, поддерживать тебя.
Isabella Swan, seni sonsuz hayatımın her dakikasında seveceğime söz veriyorum. Изабелла Свон, я клянусь любить тебя всем сердцем, вечно...
Lütfen hayatım, başka bir yol bulacağımıza dair söz veriyorum. Прошу, милая. Обещаю тебе, мы найдем другой способ.
Bu yüzden açmak için her ne büyüsü kullandıysa, sana yeniden yaratman için izin veriyorum. Любую магию, что она использовала, чтобы открыть ее, я разрешаю вам воссоздать.
Eğlenceli olacak. Kendini daha iyi hissedeceksin, söz veriyorum. Это здорово, тебе станет лучше, честное слово.
Bir silahlı çatışmada her zaman arkanı kollayacağıma söz veriyorum ve öldürülmemeye çalışacağıma söz veriyorum. Хм. Я обещаю всегда прикрывать тебя в перестрелке, и обещаю стараться не погибнуть.
Sana bu seçme şansını şimdi veriyorum! Я даю тебе этот выбор сейчас!
Artık herhangi bir sağlık çalışanının, üst düzey yöneticinin, yönetimin ve yönetim kurulunun; sağlık konularında herhangi bir medya aracına bilgi erişimi sağlamaması talimatını veriyorum. Настоящим я предписываю и отдаю распоряжение о том, что ни один сотрудник или руководитель учреждений здравоохранения не должен предоставлять средствам массовой информации любого рода какую - либо информацию по вопросам здравоохранения.
Ve bana yardım edersen, nana'yı bulmanıza yardım etmeye söz veriyorum. И если ты мне поможешь, я обещаю найти твою бабушку.
Belki bu akşam bulamayız onu ama bulacağız, sana söz veriyorum, şekerim. Пусть не сегодня, но я обещаю, дорогуша, мы его поймаем.
Nicole, kız kardeşine yardım edeceğiz, söz veriyorum. Николь, мы поможем твоей сестре, даю слово.
Stan, üveybabam verdi bana bu arabayı, ve ben de şimdi sana veriyorum. Стэн, мой отчим отдал её мне, а теперь я отдаю её тебе.
Eğer gerçeği söylüyorsan, sana söz veriyorum oraya asla dönmek zorunda kalmayacaksın. Я обещаю, если скажешь правду, больше никогда туда не вернёшься.
Eğer o ölürse, sana söz veriyorum ki, seni öldürürüm. Если он умрет, я тебе обещаю, я убью тебя.
Bir dene, arkadaşın olarak sana bunu açıklaman için bir şans veriyorum. Как твой друг, я даю тебе шанс объяснить, что происходит.
Her daim hız limitine uyacağıma söz veriyorum hatta limitin çok daha altında gideceğim. И я обещаю соблюдать ограничение скорости или ездить даже медленнее, гораздо медленнее.
Size büyüme ve toplum içinde bir yer edinme şansı veriyorum. Я даю вам возможность подняться и занять место в обществе.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.