Sentence examples of "veriyorum" in Turkish
Kendini savunman için sana bir fırsat veriyorum ki bu da ona verdiğinden daha fazlası.
Я даю тебе шанс защититься, это больше того, что ты дал ей.
Sana söz veriyorum, tezahürat yapmak için her maçına geleceğim.
И я обещаю присутствовать на каждой игре, поддерживать тебя.
Isabella Swan, seni sonsuz hayatımın her dakikasında seveceğime söz veriyorum.
Изабелла Свон, я клянусь любить тебя всем сердцем, вечно...
Lütfen hayatım, başka bir yol bulacağımıza dair söz veriyorum.
Прошу, милая. Обещаю тебе, мы найдем другой способ.
Bu yüzden açmak için her ne büyüsü kullandıysa, sana yeniden yaratman için izin veriyorum.
Любую магию, что она использовала, чтобы открыть ее, я разрешаю вам воссоздать.
Eğlenceli olacak. Kendini daha iyi hissedeceksin, söz veriyorum.
Это здорово, тебе станет лучше, честное слово.
Bir silahlı çatışmada her zaman arkanı kollayacağıma söz veriyorum ve öldürülmemeye çalışacağıma söz veriyorum.
Хм. Я обещаю всегда прикрывать тебя в перестрелке, и обещаю стараться не погибнуть.
Artık herhangi bir sağlık çalışanının, üst düzey yöneticinin, yönetimin ve yönetim kurulunun; sağlık konularında herhangi bir medya aracına bilgi erişimi sağlamaması talimatını veriyorum.
Настоящим я предписываю и отдаю распоряжение о том, что ни один сотрудник или руководитель учреждений здравоохранения не должен предоставлять средствам массовой информации любого рода какую - либо информацию по вопросам здравоохранения.
Ve bana yardım edersen, nana'yı bulmanıza yardım etmeye söz veriyorum.
И если ты мне поможешь, я обещаю найти твою бабушку.
Belki bu akşam bulamayız onu ama bulacağız, sana söz veriyorum, şekerim.
Пусть не сегодня, но я обещаю, дорогуша, мы его поймаем.
Stan, üveybabam verdi bana bu arabayı, ve ben de şimdi sana veriyorum.
Стэн, мой отчим отдал её мне, а теперь я отдаю её тебе.
Eğer gerçeği söylüyorsan, sana söz veriyorum oraya asla dönmek zorunda kalmayacaksın.
Я обещаю, если скажешь правду, больше никогда туда не вернёшься.
Bir dene, arkadaşın olarak sana bunu açıklaman için bir şans veriyorum.
Как твой друг, я даю тебе шанс объяснить, что происходит.
Her daim hız limitine uyacağıma söz veriyorum hatta limitin çok daha altında gideceğim.
И я обещаю соблюдать ограничение скорости или ездить даже медленнее, гораздо медленнее.
Size büyüme ve toplum içinde bir yer edinme şansı veriyorum.
Я даю вам возможность подняться и занять место в обществе.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.
Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.
Advert