Beispiele für die Verwendung von "yağmur yağacak" im Türkischen

<>
Fazla mesai peşinde değilim, efendim, palet kırılmış, paletleri kaldırıyorum, bu gece yağmur yağacak. Это не сверхурочные, сэр, тут сломан поддон. Я убираю мешки с улицы, дождь обещали.
Yağmur yağacak gibi gözüküyor. Кажется, дождь собирается.
Yağmur yağacak mı merak ediyorum. Интересно, пойдет ли дождь.
Yağmur yağacak. Sence sabaha kadar beklemeyelim mi? Hayır. Тебе не кажется, что лучше прождать до утра?
Sence de yağmur yağacak gibi değil mi? Вам не кажется, что пойдёт дождь?
Bir gün iyi bir yağmur yağacak ve bütün bu pislikleri temizleyecek. Придет день, и ливень смоет с улиц всю эту падаль.
Çocuklar, sanırım yağmur yağacak. Похоже, скоро пойдёт дождь.
Sence yağmur yağacak mı? Думаешь, пойдет дождь?
Bu akşam kesin yağmur yağacak. Спорим, вечером пойдет дождь.
Evet, muhtemelen akşama yağmur yağacak. Да, наверное дождь пойдет вечером.
Sel gibi yağmur yağacak ve sen çok ıslanacaksın. Дождь будет проливной, и вы полностью промокнете.
Galiba yağmur yağacak, belki de gitmeliyiz. Кажется, снова пойдёт дождь. Пора уходить.
Bu gece yağmur deli gibi yağacak. Дождь скоро хлынет как из ведра.
İlk yağmur ve şiddetli rüzgar kendini gösterdiğinde insanlar hala ahşap panellerine çekiçle vuruyor, market alışverişlerini yapıyor, Facebook'ta canlı yayın başlatıyor ve hayatlarını tehdit eden gelgite tanık olmak için kendilerini tehlikeye atıyorlardı. Первые ливни и порывы ветра уже достигли островов, и люди продолжали заколачивать свои окна деревянными досками, совершать последние пробежки в супермаркет, вести трансляции в Facebook и рисковать жизнью, чтобы стать свидетелями смертоносного величия огромных волн и прилива.
Harfi harfine gök yüzünden kafasına penis yağacak. В небе буквально будет дождь из пенисов.
Küçük ailelere ait dükkânlar ve lokantalar ucuz ve elverişli ürünler sunar ve brandalar esnafı yağmur, kar ve güneşten korurdu. Маленькие семейные магазинчики и закусочные предлагали дешевое и удобное питание, а тент над головой защищал покупателей от дождя, снега и жаркого солнца.
Bugün yağmur mu yağacak. Сегодня должен быть дождь?
Dün gece yağmur yağdı, değil mi? Прошлой ночью же шел дождь, да?
Yağacak, güven bana. Пойдёт, поверь мне.
Dışarıda çok yağmur yağıyordu Ama inatçı bir güneş ışığı ilk günümzün sabahında yatak odamıza vuruyordu. На улице шел дождь, но маленький упрямый лучик солнца светил прямо на нашу кровать.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.