Sentence examples of "yere" in Turkish

<>
Belki, Roe, burnunu ya da fotoğraf makinesini yanlış yere soktu. Похоже, что Рой сунул свой нос или камеру в неправильное место.
Onu çalmış. Bir yere park etmiş. Bulunduğu yere bomba düşecekmiş. Он его украл, припарковал там, где упадёт бомба.
Her sabah erken kalkıp bir yere gitmek için bir nedeninin olması harikadır. Здорово, когда есть куда идти утром или причина встать с кровати.
Sonra başka bir yere mi götürdün onu? А затем вы отвезли ее куда-то еще?
Bir yere ayrılma diye sana söylemedim mi Gülistan? Я разве тебе не говорила никуда не уходить?
Bu miktarda bir parayı bir yere yatırıp öylece bırakmazlar, değil mi? Не может программа взять такую сумму И просто оставить в одном месте.
yolun üzerinde bir yere götürün, lanet halıyı kan yapacak yoksa. Отвезите его куда-нибудь, а то ковер кровью заляпает. Как больно!
Sadece sana biraz yardımı dokunabilecek bir yere gitmen gerekiyor. Ты только должен поехать туда, где тебе помогут.
Beni güvenli bir yere götür sana bildiğim her şeyi anlatırım, söz veririm. Спрячьте меня где-нибудь, и обещаю, я расскажу вам всё что знаю.
Buna bakmam gerek, bu gece onun evinde kalacağım da anahtarı bir yere bırakacaktı. Надо ответить. Я сегодня у него ночую, он должен был оставить где-то ключи.
Uçağın kalkışında, uçak hızlıca irtifa kaybetti ve ön kısmı yere çakıldı. В полёте самолёт неожиданно стал терять высоту, упал на землю и взорвался.
Arkadaşlar, o ikisi buraya gelmediğine göre bence biz yanlış yere geldik. Ребят, если они не здесь, думаю, мы ошиблись местом.
Sen bilirsin ama yerinde olsam bir yere tutunurdum. Хорошо, но тебе надо за что-то держаться.
Andy için her yere not bırakır. Она оставляет записки для Энди повсюду.
Kayıp, düştü ve dudağını yere çarptı. Her yerde kan vardı. Она поскользнулась и разбила губу об пол, кровь была повсюду.
Her yere değil; sadece göz alıcı ve parlak yerlere. Ну, не везде, только на гладкой блестящей поверхности.
İki adım arkamdan takip et ve kuyruğumu yere değdirme. - Wilfred... Сделай два шага назад, и не заставляй мой хвост касаться земли.
Bay ve Bayan Burkle, Fred'in gitmiş olabileceği birkaç yere bakacağız. Мы собираемся проверить несколько мест, куда бы могла уйти Фред.
Hatta polisleri iki kurbanının gömülü olduğu yere de yönlendirdi. Он даже привел полицию к месту захоронения двух жертв.
Adam birinci ve onuncu bardağı alıp kaldırır ve bir güzel yere boşaltır. Мужик берёт первую и десятую, поднимает их и выливает на пол.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.