Beispiele für die Verwendung von "yeteneğin var" im Türkischen

<>
Her olayı annene bağlama konusunda esrarengiz bir yeteneğin var. У тебя поразительный талант связывать все со своей матерью.
Arkadaşları düşmana çevirmede oldukça büyük bir yeteneğin var. У вас великий талант превращать друзей во врагов.
Tanrı vergisi yeteneğin var. У тебя такой дар.
Ama senin bir yeteneğin var. Но у тебя такой дар.
Senin pek çok yeteneğin var Agrippa. У тебя много талантов, Агриппа.
Çok nadir bir yeteneğin var. У тебя такой редкий талант.
İşler kötüye gittiğinde ortadan kaybolmak konusunda özel bir yeteneğin var gibi. Похоже, у вас талант исчезать, когда дела становятся плохи.
İnsanın bütün hayatını bir cümlede özetleme konusunda inanılmaz bir yeteneğin var. Знаешь, ты удивительно точно в одном предложении умеешь описать человека.
Demek ufak bir yeteneğin var. У тебя есть небольшие навыки.
Müthiş bir yeteneğin var senin. У тебя действительно есть талант.
İşin aslı, senin çok özel bir yeteneğin var. Дело в том, что ты наделён особым даром.
Tanrı vergisi bir yeteneğin var evladım. У тебя просто талант, детка.
Hâlen hapiste olan blog yazarlarına ışık tutmak amacıyla "İsimleri Var" adındaki seriden çıkış makalemizi geçen hafta yayınlamıştık. На прошлой неделе мы опубликовали нашу первую статью из серии "У них есть имена", в которой мы надеемся выделить каждого из блогеров, в настоящее время находящихся в тюрьме.
Aslında, bu yeteneğin güzel bir şey olacağını düşünmüştüm. А я-то думал, что эти способности мне помогут.
Kallol Mustafa'nın yerli film sanayiini canlandırmak için detaylı önerileri var: У Каллола Мустафы есть особое предложение, как можно возродить местную индустрию кино:
Tabii, eğer hâlâ yeteneğin varsa. Если у тебя остался еще талант.
Krizi görmesi kolay: şehir kemer sıkma politikaları ile çökmüş, terk edilmiş, boşaltılmış durumda. Fakirlik var... ama enteresan binalar ve yerler de var. Кризис легко увидеть: город разрушен суровыми условиями, он брошен и пуст, в городе нищета... и в нем есть очень интересные здания и места.
Babam bu yeteneğin genetik olduğunu söylemişti. Отец говорил, это наследственная способность.
Bunun yanında filmlerin ithal edilmesini savunanlar da var: Но есть и те, кто поддерживает заграничные фильмы:
Yeteneklerimi kullanmam gerektiren yüksek öncelikli bir konu olduğunu söyledin. Evet, dans yeteneğin lazım. Ты сказал, что у тебя очень важное дело где тебе нужны мои навыки?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.