Beispiele für die Verwendung von "zordur" im Türkischen

<>
İnsanlar hakkındaki doğruları kabullenmek hep zordur. Всегда трудно принимать правду о людях.
Burada ev bulmak çok zordur. Тут очень сложно найти жилье...
Tabii, taşıması daha zordur, çünkü daha ağır olurlar. Ama buna değer. Вот носить их труднее, они же тяжелее, но оно того стоит.
Ne kadar olduğu önemli değildir. Yıl dönümleri her zaman zordur. Неважно, сколько лет прошло, в годовщину всегда тяжело.
Lily, bazen doğruyu söylemek zordur, ama doğruyu söyleyeceğini biliyorum çünkü sen iyi bir çocuksun. Лили, иногда очень трудно говорить правду, но я уверен ты скажешь, ты честная.
Etrafta siviller varken birini öldürmek çok daha zordur. Намного сложнее убить кого-то, когда вокруг гражданские.
ve yolculuk zordur, ama bir kez zirveye ulaşırsan, manzara harikadır. Это тяжелый путь, но когда достигаешь вершины, открывается чудесный вид.
Senatör Padmé aklına koyduğunu yapmak istediğinde onu durdurmak çok zordur. Сенатора Падме очень трудно остановить, если она что-то задумала.
Şunu bilmek gerekir ki bir grup akıllı maymuna gizlice yaklaşmak çok zordur. С другой стороны, к группе умных обезьян очень сложно подкрасться незамеченным.
Bu günlerde Amerika'da kaybolmak çok zordur kayıp kalmak ise daha da zor. В Америке в наши дни потеряться трудно. Ещё труднее остаться не найденными.
Bir zamanlar kendi mutfağı olan birinin en aşağıdan başlaması zordur. Человеку, имевшему свой ресторан, тяжело начинать с низов.
Bazen hayır demek ne kadar zordur bilirsiniz. Вы знаете как трудно иногда сказать нет.
Başkasının niyetini muhakeme etmek zordur elbette. Конечно, сложно судить намерения других.
Belki yavas ilerliyor ama bazi insanlari kirilma noktasina getirmek digerlerinden zordur. Медленно, но, блин, некоторых сломить гораздо труднее остальных.
İlk kez bir kızı eve götürmek bir hayli zordur. В первый раз привести девушку домой - это тяжело.
İlişki kurmak kolaydır, onu sürdürmek zordur. Отношения: легко начать, трудно поддерживать.
Fakat Kore yemeklerinde, değişik yollarla et ve balık pişirmek zordur. Но блюда корейской кухни из рыбы и мяса сложно приготовить по-другому.
Ruhlar bir kere bağlantı kurduğunda bunu koparmak çok zordur. Связь, установленную с духом, очень трудно разорвать.
Sürreel bir soyut görünüm içerisine karışım yaptığından bitirilmiş çalışmalarında insan figürünün nerede bittiğini ve arka "kanvasın" nerede başladığını, ilk bakışta söylemek zordur. В законченной работе поначалу сложно сказать, где заканчивается человеческая фигура и начинается "холст" фона - они смешиваются в одно сюрреалистическое абстрактное изображение.
İlişkiyi sürdürmek niye çok zordur? Знаете почему так трудно поддерживать?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.