Sentence examples of "bir çaresine bakacağım" in Turkish

<>
Şimdi arkaya dönüp diğer elemanın çaresine bakacağım. Сейчас я развернусь и разберусь с ним.
Tracy, sadece geri dön, bu geçe şovu yap ve bunun bir çaresine bakarız. Трейси, просто возвращайся, сделай сегодняшнее шоу, и мы потом во всем разберемся.
Bence hep beraber Boston'a dönüp bir çaresine bakmalıyız. Вернёмся в Бостон, а там будем думать.
Annen bir çaresine bakacak. Мама обо всем позаботится.
Ama bir çaresine bakabilirdik, değil mi? Но мы позаботились об этом, верно?
Bunun bir çaresine bakmamız lazım. Надо что-то делать с этим.
Bir bakacağım, burada kal. Просто взгляну, сиди здесь.
Etiyopyalı Bir Adamın Issız Ölümü Одинокий конец одного из самых публичных людей Эфиопии
Sana en iyi şekilde bakacağım. Я буду о тебе заботиться.
Debbie ve Carl kendi başlarının çaresine bakarlar. Дебби и Карл могут позаботиться о себе.
Internet'i herkesin özgürce bağlanabildiği, iletişim kurabildiği, yazabildiği, okuyabildiği, izleyebildiği, konuşabildiği, öğrenebildiği, yaratabildiği ve yenilikler icat edebildiği açık bir ağ olarak muhafaza edin. Поддержка Интернета как открытой сети, в которой всякий обладает свободой объединяться, общаться, писать, читать, смотреть, говорить, слушать, изучать, создавать и производить что - то новое.
Daha sonra tekrar geleceğim ve fikriniz değişmiş mi bakacağım. Скоро вернусь и проверю, не передумали ли вы.
Reis, Bugün senin günün, Bırak ben çaresine bakarım. Большой брат, сегодня твой день, позволь мне разобраться.
Afgan büyümek babanın seni hiç bir sebep yokken sabah'da uyandırmasıdır, çünkü hayatta tembelliğe yer yok. Папа поднимает вас с постели в шесть утра в выходной без всякого повода, просто потому что вам никогда нельзя лениться.
Gemiye dönüp işe yarar bir şeyler bakacağım. Я вернусь на корабль и поищу что-нибудь.
İtalyan piskoposları kendi başlarının çaresine baksın. Итальянские епископы могут позаботиться о себе.
Artık herhangi bir sağlık çalışanının, üst düzey yöneticinin, yönetimin ve yönetim kurulunun; sağlık konularında herhangi bir medya aracına bilgi erişimi sağlamaması talimatını veriyorum. Настоящим я предписываю и отдаю распоряжение о том, что ни один сотрудник или руководитель учреждений здравоохранения не должен предоставлять средствам массовой информации любого рода какую - либо информацию по вопросам здравоохранения.
Onun ne demek olduğuna bulmaya çalış, ben gidip olay yerine bakacağım. Ты разбирайся с этим, а я поеду посмотрю, что там.
sen hızlı yaşıyorsun, müzisyen olmak, Kulüpten kulübe gezmek O zaman başının çaresine bakmayı öğren. Хочешь быть музыкантом, развлекаться в клубах и все такое, тогда учись о себе заботиться.
Hindu filmlerden nefret ettiğim için değil ama, hükümet ölen bir sanayii kurtarmak için aldığı bu karardan hemen dönmeli! Только не ненавистные фильмы на языке хинди, сейчас правительство должно отступить от такого позорного решения, которое приняло, чтобы спасти умирающую индустрию.?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.