Sentence examples of "gidip" in Turkish

<>
Tamam ben gidip girişimizi yapacağım o halde. Ладно, тогда я пойду оформлю нас.
Yarının işlerini şimdiden başlarım diye düşünmüştüm.. Ki yoğun bir gün olacak. Yani sana eve gidip uyumanı önermeliyim. Хотела подготовиться к завтрашнему дню, который полностью забит, так что предлагаю тебе пойти домой и выспаться.
Ne zaman gidip sıçacağını sana ben mi söyleyeceğim? я должен говорить тебе, когда идти срать?
Bilirsin, Barış gönüllülerine katılmak istiyorum belkide güneye gidip bir şekilde yardımda bulunmak... Например, вступить в Корпус Мира или поехать на юг и там помогать...
Bunun verine eve gidip tuvaleti temizlemek, yatakları yapmak falan istersen... Если бы ты пошла домой и драила туалеты и заправляла кровати...
Pekala, Stewie, gidip kızağı hazırlayalım. Хорошо, Стьюи, пошли готовить сани.
Neyse, neyse. Hadi gidip şu kızı bulalım. Ладно, ладно, давай просто найдем девчонку.
Gidip ateş için daha fazla odun toplayacağım. Я собираюсь собрать ещё дрова для костра.
Bak, böyle bir öfke patlaması yaşadıktan sonra gidip her şey normalmiş gibi yaşayamazsın. Слушай, нельзя вот так взорваться, а потом вернуться паковать продукты в Пигли-Уигли.
Gidip sana çay getireyim, olur mu? Давай я принесу тебе чай, хорошо?
Sadece oraya gidip, onu öldürün. Просто идите туда и убейте её.
Onu görmeye gidip açıklama mı yapmalıydım yoksa eve gidip beklemeli miydim? Найти её и всё объяснить? Или отправиться домой и ждать?
Şimdi eve gidip, basit şeylerle eğlenelim. Давайте пойдём домой и насладимся простыми вещами.
İlk önce mahzene gidip bana şarap getir. Пойди в погреб и принеси мне вино.
Gidip iyice bir sıçacağım sonra da gelirim maçı izleriz. Схожу в сортир, а потом будем матч смотреть.
Uyuyamadım da kontrol odasına gidip biraz araştırma yapayım dedim. - Peki ya sen? Не мог уснуть, поэтому вернулся в зал управления, чтобы провести небольшое исследование.
Ben ve benim ihtiyar göl kıyısına gidip yıllık bir viski içeceğiz. Мы со стариком идём на озеро чтобы распечатать -летний хороший скотч.
Bonnie, karakola gidip Sam'in laptopunu geri almanı istiyorum. Бонни, иди в участок и забери ноутбук Сэма.
Gidip Luther'la popo kıllarınızı birbirine sürtsenize, bakalım bir şefkat ateşi yakabilecek misiniz? Может вам с Лютером между ног друг другу потереть, вдруг появится искра?
Willow, şu çocukların dolap numaralarını bulursan gidip araştırma yapabiliriz. Виллоу, узнай номера шкафчиков этих ребят. Нужно их проверить.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.