Sentence examples of "kabul" in Turkish

<>
Orada çalışmayı kabul ettiyse de sahiplenmeyi ve yönetmeyi annesine bırakarak reddetti. Гленн согласился работать там, однако управленческие функции оставил матери.
Müvekkilime anlaşmayı kabul etmesi için saat mühlet verdiniz. Вы дали ему часов, чтобы принять предложение.
İnsan avı devam ederken kız onunla gölde buluşmayı kabul etti. Все закончилось на озере Врен. Девушка согласилась с ним встретиться.
Tüm bunların senin suçun olduğunu kabul edemiyorsun. - Benim suçum mu? Ты не хочешь признать, что всё это случилось по твоей вине.
Haziran 1940'ta Zlatoust Askeri Okulu'nun siyasi bölümü Çanbarisov'u SBKP üyesi olarak kabul etti. В июне 1940 года политотдел Златоустовского военного училища принял его в члены ВКП (б).
Smith ile o kızın ayrı dünyalara ait olduğunu kabul etmiyor musunuz? Вы не согласны, что она Смиту не пара? Нет.
Hayır cevabını pek kabul etmem. Beni bu konuda tanıyacaksın. Я не принимаю отказов, ты это еще поймешь.
Bak, zaten bir departmanı kapatmayı kabul ettiniz. Послушайте, вы уже согласились урезать один департамент.
1997 yılında, Kongre Genel ve Teknik Kimya Bölümü kabul edilmişti ve USC RAS ​ ​ dahildir. В 1997 г. ИНК был принят в состав Отделения Общей и технической химии РАН и включен в состав УНЦ РАН.
Ne olduğunu kabul etmesem de olur. Ama fiziksel varlığının hakkını vermeliyim. Я не обязан признавать твою сущность, но физическое существование признаю.
Tanrının, inancı sayesinde onu yanına kabul edeceğini biliyordu. Он знал, Бог примет его за его веру.
Bu güzel hediyeyi sana olan bağlılığımın sonsuz aşkımın ve tutkumun nişanesi olarak kabul et. Привет. Прими это, как символ моего восхищения, Моей неумирающей любви и обожания.
Büyükanne Doom davetiyeleri kabul etmemize izin vermiyor. Бабушка Рок не позволяет нам принимать приглашения.
Yani adam bunun farkında olsa da olmasa da onu baskın karakter olarak kabul etmiş. То есть осознает он это или нет, но он принимает ее как альфу.
Demek istediğin Morgan Sanders üniversiteye kabul edildi. То есть Морган Сандерс приняли в колледж.
Bu fikrin birkaç sakat yönü olduğunu kabul ediyorum. Согласен, что эта идея не лишена недостатков.
Eğer Camille suçluysa, yanıldığını kabul etmesi gereken ilk kişi benim. Если Камилла виновна, я первый признаю, что я неправ.
Sadece çok güzel bir dostluk başlatmak adına yapılmış bir iyi niyet gösterisi olarak kabul etmeni ümit ediyorum. Я надеюсь, ты примешь это как жест доброй воли, дающий новое начало нашей прекрасной дружбе.
Bu tuz ve toprağı bir hediye olarak kabul edip sizin hem denize hem de toprağa ait olduğunuzu hatırlatsın. Примите этот дар земли и соли, чтобы помнить, что принадлежите вы и земле, и морю.
Çoğu yerler sadece kağıt reçete kabul ediyor. В большинстве мест принимают только бумажные рецепты.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.