Ejemplos del uso de "asıl önemli olan" en turco

<>
Asıl önemli olan zararsız bir zevkle gerçek bir düşüncesizliğin arasındaki farkı bilmekte. Главное, что мы знаем разницу между безобидной слабостью и по-настоящему неописуем...
Asıl önemli olan S.H.I.E.L.D. uçağını vurup yerle bir etmeleri. Важнее всего то, что они навсегда уничтожили самолет Щ.И.Т.а.
Burada asıl önemli olan şey bu olayı yıl sonuna kadar gündemden düşürmemek. Главное выдержать эту тему до конца года, не сбавляя накала. Именно.
Ama burada asıl önemli olan şeyi gözden kaçırıyoruz. Но думаю мы все упустили по-настоящему важный момент.
Asıl önemli olan kalite, isim değil. Настоящий актив это не имя. Это качество.
Asıl önemli olan dünyanın gerçek doğasına karar verebilmek. Это о принятии решения о эфирные природа мира.
Ama asıl önemli olan insandı. Но важнее тут - человек.
Asıl önemli olan denge ve güvendir. Баланс и доверие - это основа...
Hayır, asıl önemli olan alıcı. Нет, покупатель - крупная рыба.
Asıl önemli olan kadının yaptığım jestlere değer vermesiydi ki bu benim için bazılarından daha önemli. Главное, что она оценила мой жест, а вот некоторые люди на это неспособны.
Asıl önemli olan, alçakgönüllükle kazanılmış deneyim ve çok çalışmadır. Главное - опыт, приобретаемый скромностью и прилежанием. Вот так.
Ama asıl önemli olan, aydan sonra hep beraber burada olmamız. Но дело в том, что мы собрались здесь через месяцев.
Asıl önemli olan şey, avukatın gelene dek bir şey söylememen. Главное, ничего не говорить, пока не появится твой адвокат.
Sonuç olarak, asıl önemli olan birbirimize değer veriyor olmamız ve bu asla değişmeyecek. Главное то, что мы заботимся друг о друге, и так будет всегда.
Asıl önemli olan bu hislerinle ne yapacaksın? Что ты собираешься делать с этими чувствами?
Asıl önemli soru ise Hetty'nin kişisel bilgilerini nasıl buldular? Главный вопрос, как они узнали личную информацию Хэтти?
Sonuncu ama aynı derecede önemli olan Zoe. Следующая, но не последняя, Зои.
Oysa hayattaki asıl önemli şey cesarettir. Самое главное в жизни - смелость.
Benim için gerçekten önemli olan bir mevzuyu konuşma niyetiyle gelmiştim, ama şimdi... Я сюда пришла, намереваясь обсудить важное для меня дело, но теперь...
Daha da önemli olan ders, yaptıklarının sonuçları olması. Главный урок в том, что действия имеют последствия.
Los ejemplos del uso de palabras en diferentes contextos se proporcionan únicamente con fines lingüísticos, es decir, para estudiar el uso de palabras en un idioma y sus opciones de traducción a otro. Están recopilados automáticamente de fuentes abiertas utilizando tecnología de búsqueda basada en datos bilingües. Si encuentras un error ortográfico o de puntuación en el original o en la traducción, utiliza la opción "Informar de un problema" o escríbenos.

En esta sección, puedes ver cómo se usan las palabras y expresiones en diferentes contextos con los ejemplos de traducciones realizadas por profesionales. La sección Contextos te ayudara a aprender inglés, alemán, español y otros idiomas. Aquí puedes encontrar ejemplos con las frases verbales, expresiones idiomáticas y palabras ambiguas en textos de diferentes estilos y temas.

Los ejemplos se pueden ordenar por traducciones y temas, y también se puede realizar una búsqueda más precisa en los ejemplos encontrados.