Sentence examples of "eski karınla" in Turkish

<>
Ben bunun bir gelenek oldugunu anliyorum - hala uygulanan, çok eski bir gelenek. Я понимаю, что есть такая традиция, очень такая старая традиция, ее применяют.
O zaman belki kızının büyüyüşünü görmenin ve karınla uyumanın bir yolu olabilir. Doyle seni öldürecekti. Тогда возможно ты сможешь увидеть как растет твоя дочь и сможешь спать со своей женой.
Dar sokaklar eski evlerle dizili, birkaç blok ötedeki şık ve pırıl pırıl şehir manzarasına keskin bir zıtlık sağlıyor. Узкие улочки застроены старыми домами, сглаживающими резкий контраст с блестящими городскими пейзажами, расположенными всего в нескольких зданиях отсюда.
Karınla ve çocuklarınla vakit geçir. Побудь с женой и детьми.
Çökmüş ekonomi ile yüzleşmek zorunda kalan üç işsiz mimar ise şehri terk etmeyi reddediyor ve sıradışı bir yürüyüş turu acentası açmaya karar veriyorlar - Porto, genel durum, iyisi ve kötüsü: Mimari, Tarih, Politika, Şehircilik, Yavaş Gıda ve Söylentiler Sizlere caddeleri, terk edilmiş binaları, meydanları, karanlık arka sokakları, eski pazarları, baharatlı petiscos'ların ucuz "tascas" larını ve hepsinin arkasındaki hikayeleri göstereceğiz ve çok taraflı bakış açılarından mükemmel sohbetler edeceğiz. Три безработных архитектора перед лицом внезапного экономического разрушения отказались покинуть город и решили открыть невероятное агентство прогулочных туров, чтобы показать Порто с обеих сторон, хорошей и плохой: архитектура, история, политика, городская жизнь, кафе и рестораны, легенды... Мы покажем вам аллеи, брошенные здания, площади, небольшие улочки, старые рынки, недорогие забегаловки с острыми португальскими закусками, расскажем истории, связанные с этими местами.
Karınla cariye arasındaki fark nedir Cem? Какая разница между женой и наложницей?
Eski jenerasyon Saudi Kralların sayısı gittikçe azalıyor. Сокращение старого поколения Saudi королей в ожидании.
Buna rağmen, bu harika yemeği hazırlayan muhteşem ev sahibi karınla yan yana oturuyorsun. Но сейчас вы сидите с вашей женой, прекрасной хозяйкой, что приготовила ужин.
Eski Televizyon Yapımcısı Mostafa Azizi İran'da Sekiz Yıl Hapse Mâhkum Edildi Бывший иранский телепродюсер Мустафа Азизи приговорен к восьми годам лишения свободы
Senin ikinci karınla evlenmek hataydı. Ama bu... Жениться на твоей второй жене было ошибкой.
Eski bir dostun olarak bunu ailene önceden açıklaman için sana bir fırsat tanıyorum. Как твой старый приятель, я дам тебе шанс сообщить об этом семье.
Karınla çocukların büyük acı çekiyor. Твои жена и ребёнок страдают.
Bunlardan bazılarının eski metinlerle hiçbir ilişkisi yok. Некоторые не имеют аналогов в древних текстах.
Neden karınla zaman geçiresin ki? Зачем проводить время с женой?
Suya yakın bir yerde, eski bir binada olduğunu biliyoruz. Мы знаем, что она в старом здании у воды.
Ayrıca, on dakika sonra karınla randevum var. У нас сеанс с твоей женой через минут.
Eski usul artık bitti. Старый порядок вещей закончен.
Karınla alışverişe mi çıktın? Повел жену по магазинам?
Meslektaşı, eski sevgilisi. Коллега, бывшая любовница.
Neden karınla buluşuyorsun? - Ben... Почему ты встречаешься со своей женой?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.