Sentence examples of "mahrum bırakmak" in Turkish

<>
Hayat kendini basit zevklerinden mahrum bırakmak için çok kısa. Жизни слишком коротка, чтобы лишать себя простых удовольствий.
Rollo'yu geride, Paris'te bırakmak kimin aptalca fikriydi? Кому пришло в голову оставить Ролло в Париже?
Bizi bundan da mı mahrum bırakacaksın? Ты собираешься лишить нас и этого?
Bazı şeyleri arkanda bırakmak için her şeyi yaparsın. Ты проводишь целую жизнь, пытаясь отпустить прошлое.
Onu da kendini de böyle bir onurdan mahrum etme... Не лишай его, да и себя такой чести.
Bütün bu yaşananlardan sonra kimseyi zor durumda bırakmak istememiştim. Такая суматоха, не хотела никого бросать в беде.
Yazık. Doyumsuz zevklerden mahrum ediyor bu beni. Жаль, это лишает меня некоторых удовольствий.
Benim, Eva. Mesaj bırakmak istemiştim. Я просто хотела оставить тебе сообщение.
Neden adamı en güzel zevkinden mahrum bırakıyorsun? Зачем лишать его своего самого большого удовольствия?
Kağıt üzerinde iz bırakmak istemiyor gibiydi. Как будто не хочет оставлять следы.
Dünyayı tüm bunlardan mahrum bırakmaktan nefret ederdim. Не хотелось бы лишить мир такой красоты.
Onu arkada bırakmak zorundayız. Мы должны оставить его.
Beni, mahkemeden mahrum etmeye çalışıyor. Он пытается лишить меня моего суда.
Columbia Üniversitesi'ni beş yıl önce bırakmak zorunda kalmış ve görünüşe göre. yüzyılın kötü şöhretli sanatçılarından biri olmuş. Студент факультета искусств, бросил Колумбийский пять лет назад, стал одним из самых знаменитых художников века.
Bendenizi son kez kan alma zevkinden mahrum mu bırakacaksınız? Не откажешь в любезности взять кровь у моего Маноло?
O pek tehlikeli bir caniymiş ve MIA bu yüzden onu serbest bırakmak istemiyor. Ну, он особо опасный преступник, и МВД не хочет его отпускать.
Kızlarını bok kokan külotlu çoraplarından mahrum etmek istemem. Я не хочу лишать твоих девочек дерьмовых колгот.
Onu tüm gece boyu, dışarıda bırakmak istemiyorlar. Не хотят её на ночь на улице оставлять.
İkinizi de mirasımdan mahrum edip Gallagher soyadını geri alıyorum. Я лишаю вас обеих наследства и забираю фамилию Галлагер.
Boston'u bırakmak senin için zor olacak herhalde. Наверное, тебе трудно было покинуть Бостон?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.