Sentence examples of "имею полное право" in Russian

<>
Я считаю что имею полное право тебя убить. Bana göre, seni öldürmeye her hakkım var.
Ой, я имею полное право быть здесь. Burada bulunmaya hem hakkım hem de iznim var.
Если тебе нанесли тяжкие телесные, у тебя есть полное право отследить обидчика и застрелить. Biri sana zarar vermek için yaklaşıyorsa yerinde durup adamı öldürmeye sonuna kadar hakkın var demektir.
Это даёт мне полное право контролировать каждого в этом офисе. Bu durum bana, ofisteki herkesin üstünde bir yetki veriyor.
Вы имеете полное право быть расстроенным. Kızmak için sonuna kadar hakkınız var.
И имел на это полное право. Bunu yapmaya da yasal hakkım var.
Вы имеете полное право не отвечать. Eğer tercihin buysa konuşmama hakkına sahipsin.
Роза имеет полное право злиться на меня. Rosa bana kızmakta yerden göğe kadar haklı.
Он имеет полное право, но... O her şeyi doğru yaptı ama...
У нас есть полное право оправдать нашего клиента. Müvekkilimizi temize çıkarmak için mutlak surette hakkımız var.
Дети имеют полное право на сексуальную свободу. Küçük çocukların da cinsel özgürlük hakları var.
Знаю, ты зол и имеешь полное право. Kızgın olduğunu biliyorum ve bunda sonuna kadar haklısın.
Ваше полное право - восставать против буржуазной силы. Burjuva gücüne karşı isyan etmek her zaman doğrudur.
И у тебя есть на это полное право. Ve kızmak için her türlü hakkın da var.
Как комиссар полиции Нью-Йорка, я имею право изменить или отменить подобное решение. New York City, emniyet müdürü olarak bu kararı yok sayabilirim veya değiştirebilirim.
Я имею ввиду белых мужчин за. Yani yaş üstü beyaz erkeklere dedim.
Заявления Падула показало полное нежелание властей вести переговоры с движением, что привело к эскалации протестов. Padula "nın açıklaması yetkililerin işgal harekâtıyla uzlaşmaya tamamen isteksiz olduğunu gösteriyor ki bu da protestoların hızlı bir şekilde artışına neden olmakta.
Однако министр объяснил, что это было сделано в целях обеспечения общественной безопасности и добавил, что медицинский персонал имеет право свободно выражать свое мнение. Ancak Bakan, bunun sadece kamu güvenliğini korumak amacıyla yapıldığını ve sağlık personelinin görüşlerini özgürce ifade etme hakkına sahip olduğuna dikkat çekti.
Я имею ввиду - ты видела эту хрень? Yani, sen böyle bir şey gördün mü?
Провела полное сканирование, на первый взгляд, генерал Эйлинг полностью здоров. Tam bir vücut taraması yaptım. Yara dışında Komutan Eiling oldukça sağlıklı durumda.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.