Sentence examples of "который боится" in Russian

<>
Какая польза от дракона, который боится света? Günışığında güçsüz olan bir ejderha neye yarar ki?
Но я не могу проиграть трусу, который боится подняться и попробовать победить меня. Fakat kabullenemediğim şey ise karşıma çıkıp beni yeniden alt etmeye korkan bir ödleğe kaybetmektir.
Хирург, который боится крови? Kan görmeye dayanamayan bir cerrah?
Кому нужен мужчина, который боится сильных женщин? Güçlü bir kadından gözü korkan adamı kim ister?
Мститель-ведьмак, который не боится вампиров? Hiçbir vampirden korkmayan bir cadı mı?
Все эти конфликты продолжаются, и конца не видно. Народ Джибути боится, что террористические акты будут процветать на их земле, как это происходит в соседнем Йемене. Bu çatışmalar yakın zamanda bitmeyecek gibi görünürken, Cibutililer Yemen'e komşu olmalarından dolayı terörist saldırılarının kendi topraklarına sıçramasından korkuyor.
Последний звонок, который я получила в этой печальной истории, был из аэропорта, примерно час назад. "İsminiz bilgisayarda kayıtlı" sadece yaptıklarının en iyisini gösteren bir örnek: rahatsız etmeyi bürokrasi gibi göstermek.
Ивонн боится оставлять меня одного. Yvonne beni yalnız bırakmaktan korkuyor.
В телевизионном обращении президент Барак Обама объявил о серии изменений в двусторонних отношениях, включая обоюдное создание посольств, пересмотр позиции, согласно которой Куба является государством - спонсором терроризма, возможные визиты глав государств друг к другу и участие Кубы в следующем Саммите Америк в году, который пройдёт в Панаме. Aralarında; iki ülkede de sefaret kurulması, Küba'nın terörizmin devlet sponsoru olarak görünümünün yeniden incelenmesi, iki devletin başkanlarının olası ziyaretleri ve Panama Şehri'nde yapılacak olan Amerika Zirvesi'ne katılımı konuları bulunuyordu.
Кто боится черного человека? Siyah adamdan kim korkar?
Далее они объясняют, что их цель "показать город, который, несмотря на руины, представляет собой прекрасные руины": Ama amaçlarının "şehrin harabe olduğunu ama güzel bir harabe olduğunu" göstermek olduğunu da ekliyorlar.
Император не боится грома. Bir imparator şimşekten korkmaz.
деревьев уже посажены в Nordmarka, лесу, который находится неподалеку от Осло. Oslo'nun hemen dışındaki bir orman olan Nordmarka'ya ağaç dikilir ve bu ağaçlar, dikimden yıl sonra basılacak olan kitapların özel seçmeceleri için kağıt ihtiyacını karşılar.
Мама тоже очень боится. Annem de çok korkuyor.
Это саркастический заголовок фотоблога, который рассказывает, как французская полиция со июня демонтировала и выселяла импровизированный лагерь мигрантов в Париже. İşte bu iğneleyici başlıkla bir fotoblog tarafından, Paris'te Haziran'dan beri Fransız polisi tarafından büyük bir geçici göçmen kampının nasıl boşaltıldığı ve tahliye edildiği anlatılıyor.
Всё живое боится её. Yaşayan kimse ölümden korkmaz.
Это журнал, который предлагает матриархат в качестве альтернативы, для того, чтобы сделать мир счастливым и процветающим местом, возможно, пора изменить положение вещей таким образом, что именно женщины будут иметь власть. Dünyayı doğrudan mutlu ve zengin bir yer yapmak yerine alternatif olarak anaerkil düzeni öneren bir dergi. Belki bir şeyleri değiştiren zamandır ve bu kadınlar güce gerçekten sahip kadınlar.
Креймер, Элейн боится Снежка. Kramer, Elaine Snowball'dan korkuyor.
Как англичанин и фанат футбола, я всегда немного удивлялся, почему баскетбол настолько здесь популярен, в отличие от футбола, который широко распространён в остальной части мира. Bir İngiliz vatandaşı ve futbol taraftarı olarak, dünyanın her köşesinde kitlesel olan futbola nispeten Filipinler'de basketbolun bu kadar rağbet gördüğü konusunda her zaman şaşmışımdır.
Эйвери говорит, что снова чувствует себя подозреваемым и боится, что его в любой момент могут арестовать. Avery, bir kez daha kendisini şüpheli gibi hissettiğini ve polisin her an gelip kendisini tutuklamasından korktuğunu söylüyor.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.