Sentence examples of "своего человека" in Russian
Мы поставили своего человека перед домом подозреваемого.
Şüphelinin evinin önünde plakasız bir aracımız var.
Мы с Фионой будем наблюдать, нет ли там у похитителей своего человека.
Nişanlını kaçıranların Etrafta adamları var mı diye Fiona ve ben seni izliyor olacağız.
Залог победы - это отправить своего человека в самое сердце лагеря противника.
Zaferin anahtarı doğru adama sahip olup onu düşman kampının tam ortasına yerleştirmektir.
Во время шествия Мэри замечает молодого человека, очень похожего на своего сына.
Bu esnada geçidi izlemekte olan Bobby'ye benzer başka bir genç erkek görür.
Испугавшись неизвестного звука, оно даже может убежать, оставив своего детёныша.
Sesten ürktükleri zaman, küçük yavrularını bile bırakıp kaçabilirler.
Некоторые из этих мужчин и женщин работали с Zone9, коллективным блогом, который освещал социальные и политические проблемы Эфиопии и продвигал права человека и подотчётность правительства.
Bu kişilerden birkaçı, Etiyopya'daki toplumsal ve politik olaylar ile ilgili yazıyorlardı ve insan haklarının yanısıra hükümetin sorumluluk almasını destekleyen kolektif blog Zone9 ile çalışıyordu.
Можем в автобусе в полный голос обсуждать свои проблемы с гинекологом.... Аргентинцы часто обращаются к психоаналитикам, так что можно часто услышать кого - нибудь, анализирующего жизнь своего партнера ".
"Yüksek sesle konuştuğumuz için mi, yoksa dar görüşlü insanlar olmadığımız için mi bilmiyorum. Otobüsteyken, bir jinekologla yüksek sesle konuşabiliriz.... Arjantinliler psikanalize tabi olurlar, birinin partnerinin hayatıyla ilgili analiz yapıyor olduğunu duymak yaygındır."
Если бы так все и происходило, я бы не заметила прибывших из стран, в которых Всеобщей декларации прав человека не придают значения.
Öyle olsaydı, kesinlikle İnsan Hakları Evrensel Bildirisi altında daha az değerli ülkelerden gelen insanların farkında olmayı başaramazdım.
В стране имеет место строгое регулирование СМИ, особенно когда дело доходит до обсуждения политики и прав человека.
Özellikle politika ve insan hakları konularında sıkı bir basın düzenlemesi mevcut.
Пол и Мэри Элис Янг похитили его и воспитали как своего.
Paul ve Mary Alice Young onu kaçırıp kendi çocuklarıymış gibi büyütmüşler.
Он поднёс камеру к его лицу, ему было плевать на человека.
Yüzüne iyice yaklaştı, renkleri ayarlıyordu o adam hiç umurunda değil gibiydi.
Последний путь старой шимпанзе совершался в величайшей серьезности, как будто она хоронила своего единственного ребенка.
kıllı maymunun cenaze töreni, büyük bir ciddiyetle yerine getiriliyordu, kendi çocuğunun cenaze töreni gibiymişçesine.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.
Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.
Advert