Sentence examples of "страну" in Russian

<>
В году он был вынужден покинуть страну, отправившись сначала в Кению, затем в Германию и наконец добрался до США, где он получил политическое убежище и прожил до своей смерти в году. Ülkeyi'de, önce Kenya'ya, sonra Almanya'ya, sonra nihayetinde sığınma hakkı kazandığı ABD'ye terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra'de öldü.
Общественное ожесточение также вызвано правительством, которое позиционирует страну как безопасное место для беженцев, которые покидают родные места в связи с многочисленными конфликтами в регионе. Halkın hoşnutsuzluğu aynı zamanda bölgede çeşitli anlaşmazlıklar da oluşturan, ülkenin mülteciler için güvenli bir sığınak olmasındaki büyüyen rolüne de karşı durumda.
Как тот астронавт, который проехал через всю страну в подгузнике, долго он не продержится. Tıpkı altına bez bağlayıp tüm ülke genelini arabayla kateden astronot gibi hiç de hoş seyahat etmeyecek.
Там дня ехать через страну саксов, и кто знает, что там будет? San ülkesine kadar iki gün seyahat edeceğiz. Sonra ne olacağını kim tahmin edebilir ki?
Поэтому он пытается образовать свою собственную страну? O yüzden mi kendi ülkesini kurmaya çalışıyor?
Она тянет эту страну к черту... O kadın bu ülkeyi cehenneme sürüklüyor.
Мистер Лавров предлагает вам немедленно покинуть страну. Bay Lavrov derhal ülkemizi terk etmenizi istiyor.
Буш вторгся в независимую страну, в нарушение правил ООН. Bush, BM'ye karşı gelerek egemen bir ülkeyi istila etti.
Наполеон собственноручно уничтожил свою страну. Napolyon kendi ülkesini hepten mahvetti.
Но это единственный способ вернуть Принцессу в страну. Prensesi bu ülkeye getirebilmenin tek yolu bu idi.
Я старалась спасти твою страну. Ben senin ülkeni kurtarmaya çalışıyordum.
Мы строили эту страну на праве носить оружие. Biz bu ülkeyi silah taşıma hakkı üzerine kurduk.
Оно позволяло его оперативникам по реке покидать страну, а он щедро расплачивался опиумом, выращенным государством. Operasyonlarında ülkeden çıkmak için nehri kullanmaları konusunda, ve hükümet bazlı operasyonlarda bunun çok da faydasını gördüler.
в прошлой жизни спасли страну. Önceki hayatında ülkeyi kurtarmış olmalısın.
Я дам тебе всю Лунную страну! Hatta sana Ay Ülkesi'ni bile veririm!
Илай вел Моссад и нашу страну в опасном направлении. Eli, Mossad'ı tüm ülkede tehlikeli bir yöne sürüklüyordu.
Похоже, они хотят уничтожить страну. Ama adeta ülkeyi alaşağı etmeye çalışıyorlar.
Почему нельзя любить страну и меня одновременно? Neden hem ülkeni hem de beni sevemeyesin?
Это честь для меня посетить вашу прекрасную страну. Güzel ülkenizi ziyaret etmek benim için bir onur.
Трое ваших сотрудников последние несколько дней оскорбляли меня и мою страну. Üç çalışanınız son bir kaç gündür bana ve ülkeme hakaret ediyorlar.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.