Sentence examples of "уже совсем" in Russian

<>
Марсель Жерар собирается вернуть себе правление Кварталом уже совсем скоро. Marcel Girard yakında buranın kontrolünü.... almak için geri dönecek.
Она уже совсем крошечная, а была вот такая. Şu an küçücük, ama önceleri bu kadar uzundu.
Солнце уже совсем встало. Güneş tüm görkemiyle doğdu.
Майкл уже совсем близко. Mikael bize oldukça yakın.
Знаешь, это уже совсем другой разговор. Hak etmişti. - O konu başka.
Граница уже совсем близко. Sınır birkaç kilometre ötede.
Моника, это уже совсем чепуха. Bu tam bir saçmalık, Monica.
Пьет, пьет, глоток за глотком и вот уже совсем неконтролируемая. Sert içki sonradan çarpar ya, o zaman o gerçekten çılgın olur.
Она часто путешествует в регион, где обитают куна, чтобы лечить альбиносов, некоторые из них умирают совсем юными. Ekonomi bazlı bir doğada, balıkçılık, avcılık ve ticaretle, Kunalılar kırsal bölge gibi bir cennetle çevrelenmiş basit bir yaşam tarzına sahipler.
Исследования Nature Climate Chang показали, что изменения погоды уже ограничили трудоспособность людей в Индии. Doğa İklim Değişikliği ile ilgili bir çalışma, artan hava sıcaklığının şimdiden Hindistan'da işgücünün kapasitesinin düşmesine neden olduğunu ortaya koydu.
Я не совсем бессердечный. Tamamen kalpsiz biri değilim.
Эта маленькая страна уже сталкивалась с голодом, высоким уровнем безработицы и засухой. Ülke zaten kuraklık, yüksek işsizlik oranı ve yaygın yoksullukla baş eden küçük bir ülke.
Это книга совсем другая. Bu kitap tamamen farklı.
В Мьянме уже начались работы по устранению последствий землетрясения. Myanmar şimdiden deprem enkazlarını temizlemeye başladı.
Нет-нет. Это совсем не эгоизм, Супергёрл. Hayır, bu hiç bencilce değil Supergirl.
Но Сахир, мальчик четырех лет, в голову которому попала израильская шрапнель, был уже мертв. yaşındaki Sahir, kafasının yarısının İsrail tarafından atılan bir şarapnelle parçalanması sonucu çoktan yaşamını yitirmişti.
Парень совсем вышел из-под контроля. Bu çocuk tamamen kontrolden çıktı.
деревьев уже посажены в Nordmarka, лесу, который находится неподалеку от Осло. Oslo'nun hemen dışındaki bir orman olan Nordmarka'ya ağaç dikilir ve bu ağaçlar, dikimden yıl sonra basılacak olan kitapların özel seçmeceleri için kağıt ihtiyacını karşılar.
Ты совсем не ешь мясо? Et yameğinden neredeyse hiç yemedin.
Мать пыталась купить новую одежду, но магазины в этом районе были уже закрыты. Anne yeni bir elbise almaya çalıştı ancak çevredeki mağazalar çoktan kapanmıştı.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.