Sentence examples of "это предложить" in Russian

<>
Завтра кто-нибудь может появиться и предложить на порядок выше. Yarın biri çıkıp çok daha yüksek bir teklif verebilir.
У меня не было ни малейшей идеи, какова будет реакция на эти работы - это был слишком острый для меня вопрос. Düşünmesi zor ve bunaltıcı bir şey ve ben, belki de diğerleri gibi, kendi hayatıma devam edebilmek için kendimi bu gerçeklikten uzaklaştırıyorum.
Есть разговор. Хочу предложить своё заведение. Mekânımı satmam için teklif yapıldığını duydum.
Это проблеск будущего Земли? Bu geleceğe dair bir görüntü mü?
Я здесь, чтобы служить королеве, а не давать ей советы, но могу я кое-что предложить? Burada kraliçeme tavsiye vermek için değil, hizmet etmek için bulunduğumu biliyorum ama bir fikir daha sunabilir miyim?
Но я предложила это только потому, что мне действительно нравился парень, и вы знаете, что любовь иногда заставляет нас совершать глупые поступки. Ama sırf adamı çok sevdiğim için bunu söylemiştim, sevgi bazen bize saçma şeyler yapmaya itiyor.
Мы пришли, чтобы предложить вам корону. Parlamento adına sana tahtı teklif etmeye geldik.
С подобными репликами это не должно быть очень трудно. Böyle cümleler geldiği sürece, bu zor olmayacak.
Если позволите предложить тост? Kadeh kaldırmayı önerebilir miyim?
Это были слова отца Сахира Сальмана Абу Намуса по дороге в больницу. Bu sözler hastane yolundaki Sahir Salman Abu Namous'un babasının sözleriydi.
Но я хочу предложить тебе мир. Ama sana barış teklif etmek istiyorum.
Улица - это место, где они зарабатывают на жизнь. Bu sokak çocukları Pothoshishu olarak biliniyor ve yaşamlarını sokaklarda kazanıyorlar.
Шеф Джонсон, я хочу предложить вам кое-что неожиданное. Şef Johnson, alışıldık olmayan bir şey önereceğim size.
SalvadorAdame - это уже седьмой журналист, убитый с начала года. SalvadorAdame bu yıldan beri öldürülen yedinci haberci.
Могу я предложить тебе сигарету? Size bir sigara sunabilir miyim?
"Мам, тебе не понравится то, что я собираюсь сказать, но я все равно это скажу. "Anne, söyleyeceğim şey hoşuna gitmeyecek, ama bunu söylemek zorundayım.
Мы можем предложить много кофе-эспрессо взамен, сэр. Size çıkışta bir bardak espresso ısmarlayabilirim, efendim.
Это разбивает мне сердце. Bu benim içimi acıtıyor.
Мы собираемся предложить ему работу. Adama bir iş teklifi yapacağız.
Кроме того, он добавил: "теперь мне придётся вернуться сюда в другой день и это огромный стресс для меня". Ve ekledi, "Şimdi Ketta'ya başka bir gün yeniden gelmem gerekecek ve bu benim için aşırı yorucu bir şey."
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.