Sentence examples of "çapındaki tüm" in Turkish

<>
karakoldaki polisler ekipler halinde Beckett'ın kaçırıldığı yerin blok çapındaki tüm kamera kayıtlarını alıyorlar. Команды из четырех участков просматривают записи в радиусе кварталов от места похищения Беккет.
Dünya çapındaki tüm gazete ve dergilerden topluyor. Из газет и журналов по всему миру.
Üç metre çapındaki tüm elektronik verileri emen, kablosuz bir sabit disk. Беспроводное устройство, Что поглощает Все электронные данные вокруг в диаметре футов.
Formosa, Vietnam "ı terk etmeden önce ülkemiz için, halkımız için ve yeniden temiz bir çevrenin dönüşümü için tüm sorumluluğu kabul etmeli ve çaba sarf etmelidir. Formosa должен осознать всю меру ответственности и, прежде чем покинуть Вьетнам, приложить усилия к возвращению чистоты окружающей среды нашей стране, нашим жителям и центральному Вьетнаму.
"Sikiş ve Yumruklama" yı ülke çapındaki fuarlarda tanıtacağım. Я собираюсь пить и трахаться По всей нашей справедливой стране.
Bu bölgedeki yeni evlendirilenlerin çoğu kocalarının ailesiyle yaşamakta ve tüm aile için temizlikten yemek pişirmeye ve yatak hazırlamaya değin ev işlerinin çoğunluğu üzerlerine kalmakta. Большинство новобрачных в регионе живут с родителями мужа, и большая часть работы по дому, от уборки до готовки на всю семью и расстилания кроватей, ложится на плечи новой невесты.
O dünya çapındaki kültürleri inceliyor birkaç farklı dil biliyor, zamanını hayır işine harcıyor. Она изучает культуру по всему миру, говорит на нескольких языках, занимается благотворительностью.
Tüm kalıbı okumak istersek: И весь картуш означает:
Bu harita suç mahalinin, 4km çapındaki suyun içindeki tüm cesetleri gösteriyor. На этой карте отмечены все водоемы в радиусе миль от места убийства.
Seni bir arada tutan tüm o bağ dokuları. Вся эта соединительная ткань, держащая тебя вместе.
Ki bu durumda Los Angeles şehir merkezinin üç km çapındaki bir alanı yani. Которые, в этом случае, в радиусе мили от делового центра Лос-Анджелеса.
Dün gece ailemle yemek yedim ve babam tüm yemek boyunca başımı şişirdi. Вчера я ужинал с родителями, и отец весь вечер меня попрекал.
Bunlar ülke çapındaki en iyi iki transfer olur. Это два самых крутых легионера во всей стране.
Tüm dünyayı ağalarına hapsetmişler. Весь мир паутиной опутали.
Tüm ekibimiz dikkat çekmeye başlıyor. Вся команда привлекает повышенное внимание.
Tüm o kırmızı gül olayı, bayılıyor o pisliğe. Вся эта чушь с розами - он такое любит.
Şimdi o sıkınca da tüm hardal gömleğinin üzerine döküldü. Потом он сжимает и горчица по всей его рубашке.
Tüm gece sürdü. Sekiz saatim boşa gitti anlayacağın. Всю ночь заняло, представляешь, часов восемь.
O da, tüm şehrin benim bir orospu olduğumu bildiğini söyledi. Он сказал, что весь город знает, что я шлюха.
Bay Baptiste ve sizin tüm kasabada araştırmalar yaptığınızı anlıyorum. Вы с сеньором Баптистом наводите справки по всему городу?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.