Sentence examples of "çok kıymetli" in Turkish

<>
"O çok kıymetli, lütfen öldürmeyin" gibisinden. То есть ты бесценна И пожалуйста не убивайте себя!
Bana öyle geliyor ki Bayan Fairfax, çok kıymetli zamanınızı çalıyorum. Мне кажется, мисс Фейрфакс, я злоупотребляю вашим драгоценным временем.
O çok kıymetli konseyi uğruna biricik oğlunu terk etti. Она бросила единственного сына, ради своего драгоценного совета.
Onlar çok kıymetli ve nadir tropik balıklar. Это очень редкая и восхитительная экзотическая рыба.
Bırakın yeşil çayırlarda boydan boya güneş parlasın, bu dünya güvenli bir liman olsun Bırakın dünya çocuklar için güvenli bir yer olsun, bu çok mu şey istemek?... Пусть новое солнце осветит эти зелёные пастбища, пусть этот мир станет безопасным приютом Пусть этот мир станет безопасным для детей, неужели я так много прошу?
Bu bizim kıymetli sırrımız olacak. Ты - мой драгоценный секрет.
Halep'te çok insan kalıntısı gördüm ve İngilizce "de bunu pazarlamakta iyiymişim. Я видела много человеческих останков в Алеппо, и кажется, хорошо презентую это на английском языке.
Harika, kıymetli, tahribata karşı neredeyse dayanıklı. Красивая, драгоценная и практически не поддающаяся разрушению.
Çok güzel oldu ve oyunlar oynarken neşe dolu oluyoruz, eskisi gibi değil. Теперь он стал очень красивым, и когда мы там играем, то чувствуем себя как никогда замечательно.
Kıymetli özgürlüğün senin olsun. Наслаждайся своей драгоценной свободой.
Esanov dışarıda (soğukta) çok uzun süre bekledi ve bir anda sıcak bir yere girdi. Эсанов слишком долго оставался в очереди снаружи и неожиданно вошёл в тёплое помещение.
O hâlde birlikte geçirdiğimiz bu zaman çok daha kıymetli olacak. Тогда время, проведенное вместе, станет еще более ценным.
Kırgız Cumhuriyeti anayasasının zorla evlilik konusundaki pozisyonu çok açık. В Конституции Кыргызской Республики очень точно обозначено отношение к бракам по принуждению.
Ne olsa zamanım kıymetli. Мне дорого моё время.
Savaşın dördüncü yılına girmesiyle birlikte, çok uzun zamandır onlara bakan bağışçıları, sosyal kurumları ve barınma sağlayan toplulukları ümitsizlik sardı. Война идёт уже четвёртый год и фактор усталости начал сказываться на благотворителях, общественных организациях и принимающих обществах, которые уже так много сделали для беженцев.
Eski Tanrıların gücüne sahip olan kıymetli bir taş. Древний драгоценный камень, который имел силу богов.
Per bana Mısırdayken çok yardım etmişti, bence harika bir gazeteci. Görünüşe göre Kahire muhalif gazetecileri ülke dışında tutmaya karar vermiş. Пер (так же как Тревис Рэндел) был вовлечен в продвижение войск на на Сектор Газа, но с тех пор другие причастные к этому журналисты спокойно заезжали и выезжали из Египта без проблем.
Asıl kıymetli şey, büyük büyükbabamın yüzüğünün geri dönmüş olması. Самое важное то, что нам вернули кольцо моего пра-прадеда.
Çok zor bir tavşan yakalamak. Кролик. Очень сложно поймать кролика.
Tüm bu zahmete katlanmaya değecek kadar kıymetli olan şey ne? Что там такого ценного, что они на это пошли?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.