Sentence examples of "üst kısmında" in Turkish

<>
Alınma hayatım, fakat, hemşireler güvertenin en üst kısmında seyahat etmezler. Не обижайтесь, дорогая, но сестры на верхней палубе не путешествуют.
SIM kart formatı micro-Sim'in yuvası akıllı telefonun üst kısmında bulunur. Слот для сим-карты формата micro-Sim расположен на верхнем торце смартфона.
Lastik bantlı tiksindirici parlak şortlar, siyah alt - beyaz üst eşofmanlar, herkes sıraya geçiyor Tanrım, hiç mi belli değil?! Мерзкие сатиновые трусы на резинках, черный низ - белый верх, всем стать в строй, на первый - второй рассчитайсь... Господи, неужто непонятно?!
Evet, şehrin izole edilmiş kısmında oluyor kurbanlar da kimse için bir anlam ifade etmeyen kişiler. Да уж. Разные части города, жертвы, не имеющие друг с другом ничего общего. Короче...
Janvier üst var garaj düzeyi. Жанвье на верхнем уровне гаража.
Gözün renkli kısmında inflamasyon (iltihap) vardı. Её радужка. Цветная часть её глаза была воспалена.
Şişe üst çekmecede. - Biliyorum. Пузырёк в верхнем ящике вон там.
Parkın bu kısmında pek dolanan olmaz. В эту часть парка редко заходят.
Sen üst katta oturan polissin. Ты полицейский с верхнего этажа.
Elimizde kaçak bir katil var. Ve kasabanın o kısmında çok aşağılık karakter var. У нас убийца на свободе и множество подозрительных типов в той части города.
Evin yarısına sahipler, üst kat onların. Ему принадлежит половина дома, верхний этаж.
Şehrin bir kısmında onlar yaşıyor, bir kısmında biz. Они занимают свою часть города, мы - свою.
Affedersiniz, geç olduğunu biliyorum ama bu akşam üst kattan gelen bir ses duydunuz mu hiç? Извините, я знаю, что поздно, но вы не слышали шум наверху? Нет.
Binanın bu kısmında tasarım hatası var. Это недостатки конструкции этой части здания.
Hayır, her zaman üst kat vardı. Нет, здесь всегда был второй этаж.
O kitabın bu kısmında dahi yok. Его нет в этой части книги.
Tabii toplama bir bilgisayarla bir çocuğun her şeyi alt üst ettiği zamana kadar. Пока один мальчишка с самодельным компьютером не перевернул все с ног на голову.
Hayatının geri kalan kısmında bununla yaşaması gerek. Ей придётся жить с этим всю жизнь.
İki bilet, üst seviye... Два билета, верхний уровень...
Ve şimdi buradasın, dünyanın bana ait kısmında sıkışıp kaldın. И теперь Вы здесь, завязли в моей части мира.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.