Sentence examples of "şafak çocukları" in Turkish
Şafak Çocukları bizden önce gelmiş, bize bir şey bırakmamışlar.
Предрассветные Ребята здесь уже побывали. На корабле ничего не осталось.
Neo - Nazi "Altın Şafak" Göçmenlere Saldırıyor
неонацисты из партии "Золотой рассвет" атаковали иммигранта
Eğer Bangladeş'in başkenti Dhaka'da trafik ışıklarına takılı kalırsanız, büyük bir ihtimalle arabanınızın penceresine koşan sokak çocukları göreceksiniz.
Если вы на пару минут задержитесь перед светофором в столице Бангладеш Дакке, вероятно, вы увидите рвущихся к окну вашего автомобиля детей.
Yunanistan'da Altın Şafak diye adladırılan Neo - Nazi parti ülkenin içinde bulunduğu zorluklardan yararlanarak son seçimlerde oyunu büyük oranda artırdı.
В Греции неонацистская партия "Золотой рассвет" воспользовалась экономическими сложностями в стране и в результате недавних выборов заполучили места в парламенте.
Okullar tekrar açıldığında, çocukları evde tutmak için bir yol bulmuş olup ailelere - ki her zaman aileler olmuştur - şimdi de huzur içinde sokaklara dönmesi, polislerle selfi çekinerek suçlamayı sorması için baskı yapacaktır.
Когда он начнётся, Алкмин найдёт способ удержать детей дома, переложив свою работу на напуганные семьи, которые непременно накажут непослушных детей... и смогут дальше спокойно ходить по улицам, делать селфи с полицией и просить импичмента.
Panama'nın Kuna Topluluğunda Albinoların Yeri Özel, İşte 'Ayın Çocukları'
Особое положение "детей Луны", альбиносов коренного народа гуна в Панаме
Yani çocukları spor ile ilgili hale getirmek yerine, onları spor ile uğraştıracaklar.
То есть они будут не пробуждать у детей интерес к спорту, а собираются принуждать их заниматься спортом.
Özellikle kız sokak çocukları, taciz ve istismarlara karşı çok savunmasız durumda.
Из числа беспризорных детей, именно девочки более уязвимы к насилию и эксплуатации.
Malı genelde şafak vakti bırakıyorlar ama bugün de bir tane olacak.
В основном подвозят на рассвете, но сегодня они тоже появятся.
Genelde eve ben uyandığımda, yani şafak vakti geliyordu.
Она возвращалась на рассвете, когда я отправлялся купаться.
Telefonunu ve eldivenlerini aldın ve beni ve çocukları bırakıp koşarak kaçtın.
Ты схватил телефон, перчатки и убежал от нас с детьми.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.
Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.
Advert