Sentence examples of "şarkı söyleyerek" in Turkish
Sonra herif sabahın ikisinde herkesi kaldırdı ve hepsini buz gibi suda şarkı söyleyerek şınav çekişimi izlemeye zorladı.
Он всех будит в ночи и заставляет смотреть как я отжимаюсь стоя в ледяной воде и пою.
Martin "Zıpla, zıpla" diye şarkı söyleyerek önünden geçti sense hiç bir şey yapmadın.
Мартин только что пропрыгал перед тобой и пел про ангела, а ты ничего не сделал.
Ailesine destek olmak için yaptığı birçok ilginç meslekten sonra üç yılını Boston Müzesinde ziyaretçilerin portrelerini çizerek, keman çalarak ve şarkı söyleyerek geçirmiştir.
После нескольких случайных заработков, чтобы поддержать семью, он три года работал в Бостонском музее развлекая посетителей рисованием их портретов, игрой на скрипке и пением.
São Paulo'da yaşayan bir grup mülteci, Brezilya'nın onlara kapılarını açmasına teşekkür olarak ve yerel halka mülteciler konusunda farkındalık kazandırmak amacıyla bir şarkı besteleyip yayınladılar.
Группа проживающих в Сан - Паулу беженцев написала песню и сняла к ней клип, чтобы поблагодарить Бразилию за то, что та открыла им свои двери, и привлечь внимание местных жителей к проблемам беженцев.
Peki gizli servisi bunu bana söyleyerek ne yapmak istiyor?
А что его секретные службы расскажут ему обо мне?
Her üç dakikada bir bunu söyleyerek ısınabileceğini mi zannediyorsun?
Думаешь, если говорить это каждые минуты станет теплей?
Filmin kahramanları düşüncelerini yüksek sesle söyleyerek dolaşıyordu.
Персонажи ходили, говоря свои мысли вслух.
Bir ebeveyn ebeveyn gibi davranmalı, ama bunu yalan söyleyerek yapmamalı.
Родители должны помогать друг другу, но не с помощью лжи.
Andy, iyi bir arkadaş olmadığımı söyleyerek sınırı aştı.
Энди перегибает палку говоря что я не хороший друг.
Parmak izleri hakkında yalan söyleyerek çok ileri gittiniz.
Вы зашли слишком далеко, солгав об отпечатках.
Dave, kaldır kıçını da buraya gel ve bize bir şarkı patlat.
Дэйв, тащи уже сюда свою задницу, и спой нам уже.
Mesela sadece söyleyerek, sana bir şeyler yaptırabildiğini biliyor musun?
Он может заставить тебя что-то сделать, просто приказав тебе.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.
Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.
Advert