Sentence examples of "Aşık olmak" in Turkish

<>
Bu başlangıçta iyi. Yüzeydeki şeylere ihtiyacın var. Aşık olmak için nedenlere ihtiyacın var. Конечно, всё это нужно для того, чтобы найти причину для влюблённости.
Ama aşık olmak ve aşk acısı çekmek olmadı. Но никогда не было влюбленности и любовных мук.
Bir insana aşık olmak zorundaydı. Взял и влюбился в человека.
Yani, aşık olmak acı çekmektir. Таким образом, любить значит страдать.
Aşık olmak günah mı? Разве так грешно влюбиться?
Belki aşık olmak hakkında düşünüyordur. Может она думает о любви?
Clark, benim sahip olduğum tek yetenek, Borsa ile uğraşmak ve yanlış kadına aşık olmak. Кларк, единственные способности, какие есть у меня - планирование покупок и преследование неправильных женщин.
Aşık olmak bir risk. Любовь - это риск.
Bu yaşlarda aşık olmak pek doğru değildir sadece. Просто в твоем возрасте любовь - это тяжело.
Fakat aynı zamanda, aşık olmak üzere olduğum kadınsın. Но ещё ты женщина, в которую я влюблен.
Düşüneyim. Tanrıya inanabilmek, mutluluk vermek, aşık olmak. Способность поверить в Господа, подарить счастье, любить.
Resme aşık olmak iyi numara, yoksa böyle konuşmazdın. Любовь с портретом - отличная, конечно, уловка.
Bir defasında Millie, birine çarpılmakla gerçekten aşık olmak arasında fark vardır demişti. Милли однажды мне сказала, что есть разница между влюбленностью и настоящей любовью.
Demek istiyorum ki; aşık olmak istiyordun ve Afganistan'dayken aşık oldun da. Ну я просто говорю, что ты хотел влюбиться что и сделал в Афганистане.
Bana aşık olmak istemiyorsun; ama aşıksın işte. Ты не хочешь любить меня, но любишь.
Bi erkeğe aşık olmak kadar güzel bir şey var mı? Разве не здорово любить парня, который всё делает сам?
Dans etmeden önce aşık olmak mı? Пока танцуете, любите друг друга?
Jimmy'ye aşık olmak Dot'un kalbini paramparça etti. Любовь к Джимми разбила сердце Дот вдребезги.
Birçok müşterinin aşık olmak konusunda faka basmak isteyeceğinden şüpheliyim. Сомневаюсь, что они хотят влюбляться с помощью обмана.
İlk yağmur ve şiddetli rüzgar kendini gösterdiğinde insanlar hala ahşap panellerine çekiçle vuruyor, market alışverişlerini yapıyor, Facebook'ta canlı yayın başlatıyor ve hayatlarını tehdit eden gelgite tanık olmak için kendilerini tehlikeye atıyorlardı. Первые ливни и порывы ветра уже достигли островов, и люди продолжали заколачивать свои окна деревянными досками, совершать последние пробежки в супермаркет, вести трансляции в Facebook и рисковать жизнью, чтобы стать свидетелями смертоносного величия огромных волн и прилива.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.