Sentence examples of "Bakın" in Turkish

<>
Bakın, bu gemi eski ve hasarlı. Слушайте, этот корабль стар и поврежден.
Bakın, şu anda gerçekten çok meşgulüm. Послушайте, я действительно сейчас очень занят.
Hey çocuklar bakın, küçük hırsız gelmiş. Эй, посмотрите, пришел маленький ворюга.
Claudia, Pete güvenliğe gidip kamera kayıtlarına bakın. Клаудиа, Пит, проверьте записи камер слежения.
Bakın bu tür olaylar olduğunda eskiden ne yaparlarmış. Смотрите, что раньше делали в таких случаях.
Ne kadar aptal olabileceklerine dair bir fikir istiyorsanız, şu kadına bir bakın. Если вы хотите понять насколько идиотскими они могут быть, посмотрите на нее.
Şu ünlü kayıp gemilere de bakın. Взгляните на эти известные пропавшие корабли.
Bakın, burada oyunculuk yok, bu gerçek bir korku. Понимаете, это уже не игра, это настоящий страх.
Bakın, Howie'nin CIA teorisinden daha saçma sapan değil ya da benimkinden. Послушай, это не глупее теории о ЦРУ или.. или моей.
Bakın, yüzbaşım, nakliye masraflarını biz ödeyeceğiz. Слушай, мы транспорт твой оплатим, капитан.
Şu siyah, beyaz ve sarı çizgilere bakın. Видите эти чёрные, белые и жёлтые полоски?
Bakın Kara Swisher ne yazmış. Вот что пишет Кара Свишер:
Bakın! O ihtiyar pinti orospularına bile para vermemiş! Глядите, старый скряга даже своим шлюхам не платил!
Bakın, bunlar pazar gazeteleri için romantik hikâyeler. Поймите, это романтическая чушь для воскресной газеты.
Hadi bakalım, kıçına şaplak atayım. Bakın ne kadar da eğlenceli! Давай, попробуй вытереть ей задницу, посмотри как это весело.
Bakın, arkadaşlarımız yolda, tamam mı? Смотри, твои друзья идут, ок?
"Bakın, ben Lord Vader'ım, kahrolası dikkatinizi bana verin, tamam mı? "Эй ты, я лорд Вейдер, сюда надо слушать, понял?"
Bakın, bu adamın gemiye dönmesi lazım. Tıbbi müdahaleye ihtiyacı var. Слушайте, этому парню нужно на корабль, нужна медицинская помощь.
Bakın, bunun çıldırmış bir adamın iğrenç bir hareketi olduğunu inkar etmiyorum. Послушайте, я не отрицаю, что это был отвратительный поступок безумца.
Buna inanıyor musunuz? Gözümün içine bakın ve bana inandığınızı söyleyiniz. Посмотрите мне в глаза и скажите, что верите в это.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.