Sentence examples of "Bakın" in Turkish with translation "слушайте"

<>
Bakın, bu gemi eski ve hasarlı. Слушайте, этот корабль стар и поврежден.
Bakın, bu adamın gemiye dönmesi lazım. Tıbbi müdahaleye ihtiyacı var. Слушайте, этому парню нужно на корабль, нужна медицинская помощь.
Bakın, çok ilginç bir veri buldum. Слушайте, я нашел очень интересные данные...
Bakın çocuklar, ağabeyim bir kan emici değil. Слушайте, парни, мой брат не кровосос.
Bakın, onlara yeri gösterdim, kredi kartlarını aldım ve unuttum. Слушайте, я показывал помещение, получал кредитку и забывал их.
Bakın, orada ne varsa hem bizim için hem de Destiny'nin görevi için faydalı olabilir. Слушайте, возможно, находящееся там может принести пользу и нам, и миссии Судьбы.
Bakın, çocuk korkuyor. Tanıdık bir yüz gördü. Слушайте, мальчишка испугался, увидел знакомое лицо.
Bakın, ben o tekneye gireceğim tamam mı? Слушайте, я пойду на паром, ясно?
Bakın, sadece hesabı tasfiye etmek istiyorum. Слушайте, я хочу просто закрыть счет.
Bakın, hatırlıyor gibiyim ama yanlış bir şey söylemek istemiyorum. Слушайте, я вроде бы припоминаю. Но не хочу ошибиться.
Bakın, profesör bana koskocaman uzay gemisini güveniyor. Слушайте, профессор доверяет мне огромный космический корабль.
Bakın, Jenkins ile beş kez görüştüm ve taklitçi hakkında bir şey elde edemedim. Слушайте, я пять раз допрашивал Дженкинса и не добился никаких сведений о подражателе.
Hey, bakın, ağzınız minik ve ufacık mı? Эй, слушайте, Ваш рот крошечный и маленький?
Bakın, ben kendi başımın çaresine bakabilirim, tamam mı? Слушайте, я могу сам о себе позаботиться, хорошо?
Bakın hikâyeniz çok ilginç ama bunlar kanıt için yeterli değil. Слушайте, рассказ конечно интересный, но это не доказательства.
Bakın, kanıt kutusunu almak için her ne plan yaptıysanız-- - Bir planımız yok. Слушайте, какой бы план вы не придумали, чтобы достать коробку с доказательствами.
Bakın, O savaştan sonra buraya geldiğinde onu galeriye ben aldım. Слушайте, галерея приняла его еще когда он вернулся с войны.
Bakın, ben hassas bir İngiliz adam değilim, tamam mı? Слушайте, я не какой-то там чувствительный британский парень, ясно?
Bakın, babanız bazen aklında olmayan şeyleri söyler. En çok sevdiği felan yok. Hepinizi eşit derecede seviyor. Слушайте, папа сказал это необдуманно, у него нет любимчиков, он любит вас всех одинаково.
Bakın, ben o insanları oldurdum ama yine de bana erken emeklilik verdiler ve emekli maasımı da. Слушайте, я погубил этих людей. Но мне позволили уйти на пенсию и не отказали в деньгах.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.