Sentence examples of "Hareket eden" in Turkish

<>
Dairesel bir yörüngede hareket eden bir nesnenin hızlanması Kepler'in üçüncü kanununa bağlıdır. Ускорение объекта, который движется по круговой орбите подтверждается третьим законом Кеплера.
Güneş ışığında özgürce hareket eden insan askerlere ihtiyacımız var. Нам нужен солдат человек, который может передвигаться днём.
Bu koca şehirde görünmeden hareket eden tüm o görünmeyen kadınlar. Всех невидимых женщин, незаметно бредущих по этому великому городу.
Onların hareket eden her şeye ateş edeceğini varsaydım bu yüzden de onlara bir hedef sundum. Я решил, что они будут стрелять на любое движение, которое они посчитают целью.
Uzman nişancı. Ekibinin en iyisi. metrede açık alanda hareket eden hedefi kusursuz vuruyormuşsun. Кроме снайпера, вашего лучшего стрелка, чья пуля достигает цели до метров.
Hareket eden bir X olurdu. Это был бы движущийся крестик.
Tom Cruise gibi hareket eden mi? Парень, работающий под Тома Круза?
Ben mantıklıyım, mantıksız hareket eden sensin. Я поступаю разумно, неразумно поступаешь ты.
Ortalıkta hızla hareket eden bir şey görmek hoş. Приятно смотреть, как что-то движется здесь быстро.
Süratle hareket eden tek bir adam takviye birliklerle dönüp... Если отправить гонца, он быстро вернётся с подкреплением...
Hareket eden şeyin uzay olduğunu düşünmek hiç aklıma gelmemişti. Как я не догадался, что космос тоже движется!
Hareket eden herkesi vururlar. Они стреляют на поражение.
Gannicus sadece kendi zevklerine göre hareket eden biri. Ганник повинуется лишь собственным желаниям, прежде всего.
Zaman dönüp duran, hızlı hareket eden parçacıklarına çözülür. Время рассыпается на быстрые частички, которые вихрем разлетаются.
Mantıklı ve hesaplı hareket eden bir yaratığın öfke ve nefretle tükendiğini görmek... Видеть, как существо логики и расчётливости теперь поглощено яростью и ненавистью...
Onlar gibi hareket eden, onlar gibi dövüşen birine ihtiyacımız var. Нам нужен тот, кто двигается и сражается, как они.
Barney. Hem ona âşık olup, hem de hâlâ hareket eden her şeyle nasıl yatabiliyorsun? Барни, как ты можешь любить ее и продолжать спать со всем, что движется?
Yahudiler valiye bu durumdan şikayetçi olduklarını bildirince 400 ila 500 kamçılık falakayla cezalandırıldılar. Kadı kendini, konsoloslukların talepleri altında hareket eden validen soyutladı. Когда евреи пришли к губернатору с жалобой, он приказал их высечь, назначив им от 400 до 500 ударов палкой, сказав, что действует по требованию консулов.
esîr içinde hareket eden iki gözlemci A ve B, saatlerini optik sinyaller aracılığıyla senkronize eder. 2 наблюдателя A и B, которые движутся в эфире, синхронизируют свои часы с помощью оптических сигналов.
Kadın, Aile ve Toplum Kalkınması Bakanlığı, Malezya Satranç Federasyonu'nu olayı derinlemesine incelemeye yönelik sevk eden bir beyanatta bulundu: Министерство по делам женщин, семьи и общественного развития выступило с заявлением, в котором призвала Малайзийскую шахматную федерацию глубже изучить этот вопрос:
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.