Sentence examples of "açıklamak zorunda değilim" in Turkish

<>
Kimseye bir şey açıklamak zorunda değilim. Я не собираюсь никому ничего объяснять!
Sana hiçbir şey açıklamak zorunda değilim. Я не собираюсь тебе ничего объяснять.
Kendimi açıklamak zorunda değilim. Я не должна объяснять.
Sızdıran kişi güvenilir bir kaynaktır. "1. Yasa Düzenlemeleri" ne göre de kimliğini açıklamak zorunda değilim. Утечка произошла из конфиденциального источника, и согласно Первой Поправке, меня не могут принудить раскрыть его личность.
Bunu bazı kişilere açıklamak zorunda kalabilirsin. Вероятно, это стоит объяснить остальным.
Buna daha fazla katlanmak zorunda değilim. Я не собираюсь это больше терпеть.
Kendini bana açıklamak zorunda değilsin. Не нужно объясняться передо мной.
Sana bir bok almak zorunda değilim. Я тебе и дерьма не куплю...
Bunu sana açıklamak zorunda kalmayacağım. Теперь и объяснять не надо.
Hiçbir şeyi dinlemek zorunda değilim! Не должен я ничего выслушивать!
Bunu gerçekten açıklamak zorunda mıyım? -Evet! Я что, должен тебе это объяснять?
Bu ne yahu, kimseye açıklama yapmak zorunda değilim. Знаешь что? Я никому не должен ничего объяснять.
Tamam, açıklamak zorunda değilsin. Всё хорошо. Не надо объяснять.
Düşündüm ki, sonunda Dünyanın geri kalanı ile onu paylaşmak zorunda değilim. Я думал, что наконец-то смогу разделить с ней остаток своей жизни.
Tüm zaman boyunca kendimi sana açıklamak zorunda kalmak istemedim. Я не хочу, оправдываться перед тобой все время.
Sana hiçbir şey kanıtlamak zorunda değilim, Richard. Я не собираюсь ничего тебе доказывать, Ричард.
Ona Pulitzer'in ne olduğunu açıklamak zorunda kalmışlar, öyle duydum. Я слышал, ему пришлось объяснять, что такое Пулитцер.
Kendimi sana karşı savunmak zorunda değilim, Flintwinch. Я не обязана оправдываться перед тобой, Флинтвинч.
Ve sen de Lobos buluşmasının yerini nasıl bulduğunu açıklamak zorunda kalacaksın. А ты должна будешь объяснить, как ты нашла место встречи.
En azından, ben, biyoloji bilgimin bir kısmını atmak zorunda değilim. По крайней мере, мне не придется выкинуть половину известной мне биологии.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.