Sentence examples of "aktif hâle" in Turkish

<>
Mosley'nin sorununu nasıl aktif hâle getireceksiniz? Как ты собираешься активировать Беду Мозли?
Çevrimiçi halde, IŞİD, Suriye ve Irak'taki korkunç sömürülerini dünya görsün diye aktif olarak yayınlıyor. ИГИЛ было активно в интернете, показывая миру свои ужасные деяния в Сирии и Ираке.
Travis'in Karanlık Yolcusu'nu öldürmek senin için çok önemli bir hâle geldi. А для тебя стало очень важным, убить тёмного попутчика Трэвиса.
Ekim ayında Oaxaca, Meksika'da düzenlenen benzer bir toplantının başarılı olmasının ardından bu etkinlik aktif olarak ana dillerini canlandıran genç yerli internet kullanıcılarının bir araya gelip birbirlerinden öğrenmeleri için etkileşimli bir alan oluşturdu. Вслед за подобным успешным слётом, прошедшем в октябре года в Оахаке (Мексика), на этой встрече молодым индейским интернет - пользователям, занятым активным возрождением своих родных языков, вновь была предоставлена интерактивная площадка, где они смогли встретиться для обмена опытом и взаимообучения.
Bunu çok basit bir hâle getireceğim... Я собираюсь это сделать очень просто...
Per, Mısır'daki son grev dalgasını ve insan hakları ihlallerini çeşitli İsveç yayınları ve Electronic Intifada gibi web sitelerine yazan en aktif yabancı yazarlardan sayılıyor. Пер известен как один из активных иностранных журналистов, освещающих во многих шведских изданиях и активистских веб сайтах (таких как Электронная Интифада) волну трудовых забастовок в Египте и тему нарушения прав человека.
Başka bir şey yapmadan önce Tori diski etkisiz hâle getirmenin yolunu bulmalı. Тори должна нейтрализовать диск, прежде, чем мы что -нибудь предпримем.
Global Sesler'de daha önceden yazıldığı üzere, Kırgızistan'daki kadın dernekleri kız - kaçırma geleneğine karşı son zamanlarda çok aktif durumda. Организации по защите прав женщин в Кыргызстане, как сообщалось в ранее Global Voices, недавно проявили особую активность в борьбе против обычая похищения невест.
Dünyayı bu hâle biz getirmedik. Не мы сделали мир таким.
Tayvan'da aktif durumda üç nükleer güç santrali bulunmaktadır ve bunlardan ikisi başkent Taipei'ye çok yakın. Тайвань может похвастаться тремя действующими атомными электростанциями, причем две из них расположены в непосредственной близости к столице, Тайбэю.
Sanki bütün dünya daha gürültülü ve parlak hâle geliyor. И весь мир, становится более шумным и ярким.
İnsan vücudu ölü olmasına rağmen aktif olmaya devam ediyor. Будучи мертвыми, человеческие тела все еще остаются активными.
Bu anlaşmayı yaparken birkaç beyefendiyi kızarttık. Bunu resmi hâle getirdik. Biliyor musun? Мы зажарили пару джентельменов, когда заключали пакт, сделали это официально.
Çalıştırsam bile sistem bu odada aktif konuma geçmez. Если включу, тут система даже не активируется.
Seni tehlikeli hâle getirdi. Он сделал тебя опасной.
Depo yeniden aktif oldu. Хранилище снова в сети.
Bir kurşun Amerika'yı savunmasız hâle getirebilir. Одна пуля может сделать Америку уязвимой.
Senin aktif hale gelmen lazım. Ты должен быть более активным.
İlginç hâle getirelim mi? Хочешь сделать ее интересной?
Cep telefonu aktif değil. Его телефон не работает.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.