Sentence examples of "bakıp duruyorsun" in Turkish

<>
Sadece bilgisayar ekranına bakıp duruyorsun. Ты просто пялишься в монитор.
Bir bakıp mesaini ayarlarsın dedim. Посмотри, какие смены возьмешь.
Sürekli ortaya çıkıp duruyorsun. Ты продолжаешь являться сюда.
Burada bekle, ben bir bakıp geleceğim. Подожди здесь, я пойду и посмотрю.
Sürekli "biz" deyip duruyorsun ama burada sadece sen varsın. Ты говоришь "мы", а я вижу только тебя.
Aynada kendime bakıp "Ne bok yiyorsun sen?" Hemen kes şunu. "demedim. Я не смотрел на себя в зеркало и не говорил: "Какого хрена ты делаешь?
Düşün bir, Sokakta duruyorsun, bir sigara yakıyorsun, bitince nasıl atarsın? Вы стоите на улице и хотите погасить сигарету, как вы это делаете?
Her gün aynaya bakıp, hiçbir şey görmemek gereğinden fazla değer biçilmiş bir zevk. Каждый день смотреть в зеркало, и не видеть там ничего. Это сомнительное удовольствие.
gündür burada park halinde duruyorsun. Ты стоишь здесь уже дня.
Bana dik dik bakıp durma! Choi Woo Young'un yanındayken neden yaşındaymış gibi davranıyorsun? На меня смотришь волком, а перед Чхве У Ёном школьницу из себя строишь?
Bekle bir dakika, tam üstüne duruyorsun. Подожди минутку. Ты и стоишь над ним.
Ama iş birisinin gözlerine bakıp, hissettiklerim hakkında doğruyu söylemeye gelince çok kötüyüm. Но я не могу посмотреть человеку в глаза и сказать о своих чувствах.
Şakacı biri gibi duruyorsun. Ты выглядишь как шут.
Karşısına dikileceksin, gözlerinin içine bakıp, şöyle diyeceksin; Подходишь, смотришь в глаза и говоришь без обиняков:
Dewey Crowe, bugün karşımda hakiki bir işadamı olma yolunda yeni zengin olmuş küçük işadamı olarak duruyorsun. Дьюи Кроу, ты стоишь передо мной сегодня, новоиспечённый малый предприниматель, идущий к своей мечте.
Bu zor bir şey. Yerine geçecek kişinin gözüne bakıp vaktinin yaklaştığını bilmek. Senin vaktin sona ererken. Тяжело смотреть в глаза преемнику, зная, что его время настает, а твое закончилось.
Sen daha sefil duruyorsun. Ты выглядишь еще хуже.
Dokuz saattir bir kutu sakıza bakıp duruyor. Он девять часов смотрел на пачку жвачки.
Neden ha bire balon çocuk konusunu açıp duruyorsun? Почему ты продолжаешь говорить о мальчике в пузыре?
Ben sen ve onlara bakıp kendilerini düşünerek, "Onun birine ihtiyacı var" diyorum. Думаю, что когда люди смотрят на тебя, они думают: Ему нужен кто-нибудь.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.