Sentence examples of "beni arayacaksın" in Turkish

<>
Bir haber alır almaz beni arayacaksın değil mi? Так вы позвоните мне как только что-то узнаете?
Sonra da beni arayacaksın. Как найдёшь - позвони.
Her gece uyumadan önce beni arayacaksın. Ты звонишь каждый вечер перед сном.
Cep kilidimi açmayı sorduğunuzda gururla "hayır" dediğim için beni affedin efendim. Также прошу прошения, я не хотела так гордо сказать "нет", когда вы попросили меня разблокировать мой телефон.
Telefonu eline alacaksın ve Rachel'ı tekrar arayacaksın. Сейчас ты возьмёшь телефон. Позвонишь Рейчел снова.
Ancak aynı zamanda belki bir sonraki yazacağım şeyin de o kadar da iyi olmayacağı konusunda beni biraz korkutuyor. Но в то же время она немного пугает меня, вдруг следующая вещь, которую я напишу, не будет настолько хорошей.
Ay bitmeden onu tekrar ziyaret edip edemeyeceğini sormak için arayacaksın. вы позвоните мне чтобы проведать его до конца этого месяца.
Bu isteğiniz beni ülkemin kontrol noktalarına götürüyor, orada böyle bir talebe "hayır" demek sizi basit bir şekilde öldürebilir. Она напомнила мне контрольно - пропускной пункт в моей стране, где сказать "нет" на подобную просьбу предвещало бы твою смерть.
Ne yapacaksın? Avukatını mı arayacaksın? А то что, адвокату позвонишь?
Lütfen beni affedin: Пожалуйста, извините меня:
Mary Jane'i mi arayacaksın? Ты звонишь Мери Джейн?
Bu gösterilerde gözlemlediklerim beni hâlâ şaşırtmaya devam ediyor: Yöneticiler göstericilerle oturup konuyu tartışmak yerine, enerjilerini göstericilerin seslerini bastırmaya harcıyorlar. Nisan'te Taipei eylemi sırasında polis tahliyeye başladı. То, что я успел увидеть во время этих мероприятий, удивило меня до глубины души: правительство даже не пытается начать переговоры с протестующими, но немедленно использует все доступные способы для подавления выступлений.
Ne, polisi mi arayacaksın? Что, собираешься вызвать полицию?
Bu pasaportum olmasaydı, şimdiye kadar geçtiğim tüm hava alanlarında rastgele seçim ile kimse tesadüfen beni soruşturmaya seçmezdi. Понимаете, если бы не этот паспорт, меня бы не отбирали, на удивление совершенно случайно, для дополнительной проверки во всех аэропортах, в которых я когда - либо была.
Bir dahaki sefere sen arayacaksın. В следующий раз сам звони...
Kısa hikayeler yazmıyordum, ödül bu yazım biçime daha ciddi bakmam konusunda beni teşvik etti. Раньше я не писала короткие рассказы, а приз побудил меня приглядеться к этой форме более серьёзно.
Evet, kimi arayacaksın? Да. Кому будешь звонить?
Beni korkutan da o "ama" işte. Вот это "но" меня и пугает.
Lütfen beni geri götür. Пожалуйста, верни меня.
Allaha şükür, üstümdeki rütbeli bir üniforma değil, yoksa idam ederlerdi beni. Повезло ещё, что я не в форме офицера, меня бы казнили.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.