Sentence examples of "bildiğim tek" in Turkish

<>
Ama bildiğim tek şey var o da telefon kayıtlarına bakmamız gerektiği. Я просто знаю, что нам надо увидеть записи телефонных звонков.
Filipince'nin dışında, bildiğim tek dil müziktir. Кроме филиппинского я знала лишь язык музыки.
Bildiğim tek şey, anne ve babamı büyü yüzünden kaybettiğim. Но я точно знаю, что потерял родителей из-за магии.
Benim bildiğim tek gerçeklik bu. Для меня это единственная реальность.
Bildiğim tek şey, sizin olduğumdur. Знаю только, что я ваш.
Sorunları yok etmek için bildiğim tek yol oydu. Это был единственный известный мне способ искоренить Беды.
Sonraki bildiğim tek şey ise Ana'nın öldüğüydü. Еще я знаю, что Ана мертва.
Bildiğim tek şey, senin bir şey başlattığın Oliver. Мне известно лишь что ты начал что-то, Оливер.
Hakkında bildiğim tek şey lakabı. Я знаю только его прозвище.
Sonrasında bildiğim tek şey, üzerimize bir alev topu geliyordu. Ещё я помню, как в нашу сторону полыхнуло пламя.
Bildiğim tek şey, onun yalan söylediği. Я лишь знаю, что он лжёт.
Tek bildiğim, Silas Lamb gibi bir hayvanın tekrar adam olabilmesi için ilk önce kırılması gerektiğiydi. Я лишь знаю, что животные вроде Сайласа Лэмба должны быть сломлены чтобы вновь стать людьми.
Afgan büyümek tek bir ifadeyle tanımlanabilir: "İnsanlar ne der?" Воспитание в афганской семье можно описать одной фразой: "Что скажут люди?"
"Bildiğim bütün renklere bir bakın." "Глянь какие я знаю цвета".
Şubat sonuna doğru, devlet sıcak hava dalgasıyla başa çıkmak için tek bir hedefle hazırlıklara başladı: В конце февраля правительство начало подготовку к борьбе с аномальной жарой всего лишь с одной целью:
Beni güvenli bir yere götür sana bildiğim her şeyi anlatırım, söz veririm. Спрячьте меня где-нибудь, и обещаю, я расскажу вам всё что знаю.
Neden bir tek ben dikkat edecekmişim? Почему я один должен быть осторожен?
Gerçekle ilgili bir şey bildiğim yok! Я ничего не знаю о правде.
Buradan çıkmak için tek şansım, Alison. Элисон - мой единственный шанс выбраться отсюда.
Yakuza patronundan para saklayan bildiğim bir uyuşturucu satıcısı var. Я знаю одного торговца, он работает с якудза.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.